Şap hastalığı son zamanlarda okul ve kreş çağındaki çocuklarda çok yaygın hale gelmiştir. Medicana Sağlık Grubu Uzmanı Doktorlar, damlacık yoluyla bulaşan, döküntü, su toplama gibi belirtilere neden olan hastalık hakkında bilgi verdi. Dr. Mustafa Alper Aykanat, ele alınması gereken konuları anlattı.
“Ateş belirtileri, avuç içi ve ayak tabanında döküntü, iştah kaybı ve yutma güçlüğüne DİKKAT EDİN”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr., hastalığın belirtilerini ve dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Mustafa Alper Aykanat, şunları söyledi: “Ateş, boğaz ağrısı, dilde, diş etlerinde ve yanak içlerinde kabarcık benzeri lezyonlar, avuç içi ve ayak tabanlarında döküntüler, bebek ve küçük çocuklarda huzursuzluk, duyu kaybı gibi belirtiler var. iştah ve yutma güçlüğü Şap hastalığı, küçük RNA virüslerinin neden olduğu bir cilt hastalığıdır. Hastalık damlacıklar yoluyla bulaşır, dolayısıyla okuldaki veya anaokulundaki çocuklar arasında yayılması kolaydır.
El-ayak-ağız hastalığından şüphelenilen çocuklarda çocuk doktoru aileden çocuğun bilgisini aldıktan sonra fizik muayene yaparak tanıyı koyar. Laboratuvar testleri ile de desteklenmektedir. Şap hastalığının tedavisine yönelik spesifik bir uygulama bulunmamaktadır. Bu hastalığın belirtileri genellikle 7 ila 10 gün içinde iyileşir. Ağız ülserlerinde ağrıyı hafifletmek için oral topikal anestezikler, semptomları azaltmak için ise çeşitli ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık döneminde sıvı alımının arttırılması, lif açısından zengin ve probiyotik içeren gıdaların tüketilmesi iyileşme için önemlidir. Ayrıca hastalık süresince çocuğun dinlenmesi gerekir” dedi.
“EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞI ERİŞKİNLERDE DE BULAŞIYOR”
Uzman, çocuklarda daha sık görülen hastalığın yetişkinlere de bulaşabildiğini vurguluyor. Dr Aykanat, “Şap hastalığı bulaşıcıdır. Damlacıklar yoluyla bulaşır. Şap hastalığı genellikle ilaç kullanımı, dinlenme ve sağlıklı beslenme kullanımıyla 1 hafta ila 10 gün içinde düzelir. Daha ciddi vakalar bazen komplikasyonlara neden olabilir, ancak bu nadirdir. Bol miktarda sıvı içmek temel beslenme ilkesi olmalıdır. Ağızda yara olduğu için yarayı tahriş edeceğinden sert ve baharatlı yiyeceklerden kaçınılmalı, lif açısından zengin besinler tüketilmelidir.
Hastalık sonrasında herhangi bir yara izi kalmaz. Hastalığı önlemek için dengeli beslenme, düzenli uyku ve bol sıvı alımı, gerekli bağışıklık desteğini sağlaması nedeniyle önemlidir. Yetişkinlere de bulaşabilir. Aileler özellikle kış aylarında omega ve D vitamini takviyesi yapmalıdır. Abur cubur dediğimiz paketli gıdalardan uzak durmak, çok sıcak ortamlarda uyumaktan kaçınmak da önemli” dedi.
İHA