İleri anne yaşı ve obezite erken doğum oranlarını artırıyor
17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Didem Aliefendioğlu, dünya çapında her yıl 15 milyona yakın prematüre bebeğin doğduğunu söyledi.
Son yıllarda erken doğum oranlarında artış olduğuna dikkat çeken Aliefendioğlu, şöyle konuştu: “Bu artışın nedenleri arasında ileri anne yaşı, obezite, yardımcı üreme tekniklerinin yaygınlaşmasıyla çoğul gebeliklerin artması ve önlenebilecek sağlık sorunları yer alıyor. Kalp hastalıkları ve şeker hastalığı gibi gebelikler tedavi edilebilir hale geldi. Bu durum gebeliklerin artmasına neden oluyor” dedi.
Prematüre bebeklerin yüzde 75’i yetişkin olduklarında en az bir kronik sağlık sorunu yaşıyor
Aliefendioğlu, erken doğumun sadece çocuğu değil, ailelerini ve sağlık çalışanlarını da etkilediğini belirterek, şöyle konuştu: “Nefes alma gibi temel yaşam fonksiyonlarında desteğe ihtiyacı olan bu çocukların ‘beslenme, bağışıklık ve büyüme’den mahrum kalmalarının engellenmesi büyük önem taşıyor. hayatlarının ilk anlarında bu süreçte özellikle beyinde hasar meydana gelir.’ Prematüre bebeklerde en hassas bölgeler olarak göz ve akciğer gibi gelişimini henüz tamamlamamış organlar öne çıkıyor. dedi.
28 haftanın altındaki prematüre bebeklerin yüzde 75’inin yetişkin olduklarında en az bir kronik sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Aliefendioğlu, şöyle konuştu: “Bu sorunlar arasında beyin felci, dikkat eksikliği, depresyon ve kronik akciğer hastalığı gibi ciddi rahatsızlıklar da yer alıyor. Bu sorunlardan uzak bir hayat yaşamalarını diliyorum.” “Yeterli donanımlı yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde doğmaları mümkündür. Ancak bu fırsat sağlanamıyorsa doğumu bebeğe değil anneye emanet etmek daha doğru bir yaklaşımdır.” açıklamalarında bulundu.
17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nün farkındalık yaratmak için önemli bir fırsat olduğunu belirten Aliefendioğlu, şöyle devam etti:
“Prematüre bebeklerin sağlık yolculuğunda tıbbi müdahalelerin yanı sıra sevgi, ilgi ve moral de son derece önemli. Ailelerin duygusal yükünü hafifletmek ve bu süreçte onlara destek olmak en önemli görevlerimizden biri. Herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu zorlu süreçte canla başla çalışan sağlık çalışanlarımız.”