Sadece zatürre olduğunu söyleme! Tedavi gecikirse ölümcül olabilir.

Dr. Önal’ım zatürre hakkında bilgi verdi. Uzman Dr. Önal, zatürreye ilişkin şunları söyledi: “Zatürre, akciğer dokusunun enfeksiyonudur. Her yaş grubunda ve her mevsimde görülebilmesine rağmen kış aylarında ve ileri yaşlarda görülme sıklığı artmaktadır. Enfeksiyona bağlı ölümler arasında ilk sırada yer alıyor. Günümüzde yaygın antibiyotik kullanımı ve aşılama politikaları sayesinde enfeksiyon hastalıklarından ölümler giderek azalırken, zatürre hala yüksek ölüm ve sakatlık (sekel) riski taşımaktadır. Tanı ve tedavideki gecikmeler ölüm riskini artırıyor” dedi.

‘AĞIR SİGARA İÇENLER RİSK ALTINDA’

öksürük boğaza takıldı

Zatürre riski yüksek olan bireylere değinen Dr. Önal, şunları söyledi: “Özellikle ileri yaşlarda (65 yaş üstü), KOAH, astım, kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi ek hastalıkları olan kişilerde zatürreye yakalanma riski yüksektir. kronik karaciğer-böbrek yetmezliği olanlarda, kanser hastalarında, aşırı sigara ve alkol tüketiminde ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan kişilerde “Bu daha yüksek” dedi.

Dr. Önal sözlerine şöyle devam etti;

“Normal nefes alma sırasında hava yolları ve dolayısıyla akciğerler sürekli olarak mikroorganizmalara (bakteri, virüs veya mantar) maruz kalır. Organizmanın genel bağışıklık sistemi, üst solunum yollarının anatomik yapısı, öksürük refleksi veya alt solunum yollarındaki ince fırça şeklindeki mikroskobik yapılar (kirpikler) pnömoni gelişimini engeller. Yetersiz beslenme, aşırı soğuğa maruz kalma, üst solunum yollarını etkileyen grip ve benzeri viral enfeksiyonlar ya da bağışıklığı baskılayan herhangi bir durum, akciğerlerin savunma mekanizmalarının devre dışı kalmasına neden olarak zatürre gelişmesine neden olur. Maruz kalan mikroorganizmanın patojenitesi (patojenik gücü) ve yoğunluğu da bu süreçte etkilidir.”

‘UYGUNLUKLAR ÇOK CİDDİ, AKUT VEYA BAŞARISIZ, DALTILMIŞ OLABİLİR’

öksürük

Hasta şikayetlerinin ve zatürrenin klinik tablosunun mikroorganizmanın türüne göre değişiklik gösterdiğini belirten Önal, şöyle konuştu: “Genellikle bakteri ve virüsler, nadiren de mantarlar zatürreye neden olabiliyor. Kabaca tipik ve atipik olarak tanımlanan pnömoninin iki farklı sunumu vardır. Çoğu bakteriyel pnömoni, yüksek ateş, titreme, öksürük, sarı, yeşil, pas renginde balgam, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, hızlı nefes alma ve hatta bilinç bulanıklığı ile birlikte akut, inflamatuar bir başlangıca sahiptir. Bu rahatsızlıklarla birlikte bulantı, kusma ve ishal de ortaya çıkabilir. Virüsler, mantarlar ve atipik adı verilen bir grup bakterinin neden olduğu akciğer enfeksiyonları genellikle soğuk algınlığı benzeri şikayetlerle başlar. Hafifçe artan ateş, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi genel semptomlarla birlikte zayıf ve sinsi bir tabloyla seyrediyor” dedi.

‘İYİ OLMAYAN ÖKSÜRÜK DURUMUNDA DOKTORA BAŞVURUNUZ’

öksürük öksürük

Ne zaman bir uzmana başvurulması gerektiği konusunda bilgi veren Dr. Önal, şunları söyledi: “Grip enfeksiyonu sonrası yüksek ateş, kötüleşen veya inatçı öksürük, yeni ortaya çıkan nefes darlığı, nefes alırken göğüs ağrısı, klinik durumun ani kötüleşmesi durumunda Solunum semptomlarına eşlik eden bilinç değişiklikleri ve bilinç değişiklikleri durumunda vakit kaybetmeden hastaneye başvurulmalıdır.”

“ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ KESİNTİSİZ OLMAMALI”

doktor

Tedaviye ilişkin Önal, şunları söyledi: “Teşhis konulduktan sonra hastanın klinik durumuna göre evde ya da hastanede yatarak tedavi kararı veriliyor. Olası nedene bağlı olarak ampirik tedaviye hemen başlanır. Antibiyotik tedavisinin düzenli ve yeterli süre kullanılması önemlidir. Semptomların azalması veya kişinin kendini daha iyi hissetmesi nedeniyle antibiyotikler erken bırakılmamalıdır. Genel olarak çoğu hasta başarıyla tedavi edilebilir. Tedavinin 3. gününden 5. gününe kadar şikayetler azalmaya başlar. Zayıflık ve rahatlamış ancak inatçı öksürük birkaç hafta daha sürebilir. Yukarıda belirtilen risk grubuna ait hastalarda tedavide gecikmeler, tedavinin erken bırakılması veya komplikasyonlar gelişebilir. Başlangıç ​​döneminde akciğer zarında sıvı birikmesi, bakterilerin kana karışması, apse oluşumu gibi komplikasyonlar gelişebilirken, daha sonraki dönemde akciğerde sertleşme (fibrozis) ve akciğer fonksiyonlarında azalma meydana gelebilir” diye konuştu. . dedi.

“AŞI KORUYUCU BİR FAKTÖR”

Uzman Dr. Önal, zatürreden korunma yollarına ilişkin şunları söyledi: “Zatürre aşısı en etkili korunma yöntemidir. Grip aşıları sadece gribe karşı korunmak için değil aynı zamanda zatürreye dönüşmesini önlemek için de önerilmektedir. “Mevcut kronik hastalıkların kontrol altında tutulması, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması, kapalı, kalabalık yerlerde maske kullanılması zatürre gelişimini önlemede etkili olacaktır” dedi.

DHA
Bu içerik Nilgün Akbıyık tarafından yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir