
Nöroloji Kısmı Uzmanı Dr. Zübeyde Aytürk, Alzheimer hastalığında hafıza bozukluğunun ilk dönemlerde öğrenememe ve yeni bellek oluşturamama şeklinde olup uzak hafızanın korunduğuna dikkat çekti. Dr. Aytürk, “İleri dönemlerde uzak bellek da bozulur. Ek olarak, Alzheimer hastalığının en mühim özelliği kurnaz başlaması ve yavaş seyretmesidir. Alzheimer hastalığının seyri sırasıyla; orta yaş-gençlik-ergenlik-çocukluk- bebeklik yıllarına bir nevi geri dönüş biçiminde gelişmektedir. Alzheimer tanısı için bilişsel, davranışsal ve işlevsel alanlarda bozulma olması gereklidir. Alzheimer’ın en sık demans (bunama) sebebi olup, tüm demans vakalarının yüzde 50-70’ini oluşturuyor. Alzheimer hastalığı, başta hafıza bozukluğu olmak suretiyle bilişsel işlevlerdeki azalmaya davranış ve kişilikteki değişikliklerin eşlik etmiş olduğu bir hastalıktır. Bilişsel işlevlerde ortaya çıkan kayıplar, davranış ve kişilik değişimleri sonucunda hastanın günlük yaşam aktiviteleri bozulur ve hasta zaman içinde bağımlı hale gelir” diye konuştu.
KİMLER RİSK GRUBUNDA?
Alzheimer hastalığının görülme sıklığının yaşla beraber arttığını ifade eden Aytürk, “65 yaş üstünde yüzde 6-10 iken, her 5,5 yılda bir sıklık ikiye katlanır. 85 yaş üstünde yüzde 30-47’dir. Kısaca 85 yaşından sonrasında her iki yada üç yaşlıdan birinde Alzheimer bulunmaktadır. 90 yaş üstündeki yaşlı bireylerin toplumdaki sıklığı ve bu yaş grubundan elde edilmiş verilerin azlığı sebebiyle bu yaş sınırı üstünde hastalığın görülme sıklığının artmaya devam edip etmediği hemen hemen net değildir. 2050 senesinde dünyadaki Alzheimer hastası sayısının 115,4 milyon şahıs olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de 70 yaş üstü kişilerin değerlendirildiği bir çalışmada olası Alzheimer hastalığı sıklığı yüzde 11 olarak bulunmuştur” dedi.
ALZHEİMER HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR?
Alzheimer hastalığının beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi sebebiyle ortaya çıktığını ifade eden Aytürk, şunları kaydetti:
“Yaşla birlikte her kişide beyin hücre ölümü gerçekleşir sadece Alzheimer hastalığında bu süreç fazlaca süratli ve erken olur. Meydana gelen bu hücre ölümünün sebebi net olarak bilinmemektedir. Hücre ölmesiyle beraber beyin yavaş büzüşmeye adım atar ve küçülür. Alzheimer hastalığının fazlaca ender (ortalama 100 hastanın 5’inde) olmakla beraber kalıtsal formları da mevcuttur fakat bunlara azca rastlanmaktadır. Alzheimer hastalığının sebebi tam olarak bilinmese de bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Yaşlanma, hanım cinsiyeti, genetik yatkınlık, kafa travması, geçmişte şuur kaybının olması, düşük eğitim düzeyi ve depresyonun yanı sıra diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, geçici iskemik atak ve inme, sigara, aşırı kiloluluk benzer biçimde damar sağlığını bozan faktörler Alzheimer için risk faktörüdür. Alzheimer hastalığının en mühim özelliği kurnaz başlaması ve yavaş seyretmesidir. Alzheimer tanısının konulabilmesi için bilişsel, davranışsal ve işlevsel alanlarda bozulma olması gerekmektedir. Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte yaşlılığa özgü hastalıkların da görülme sıklığı artmaktadır. Yaşlı hasta; tıbbi, toplumsal, ruhsal ve etik öğeleri içeren, bütüncül ve multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır.”
ALZHEİMER HASTALIĞINDAN KORUNMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Alzheimer hastalığının günümüzde malum kati bir tedavisi bulunmadığını bundan dolayı önlenebilir risk faktörlerinin yönetimi ve koruyucu faktörler Alzheimer hastalığının geciktirilmesinde oldukça mühim olduğuna dikkat çeken Aytürk, “Yüksek eğitim düzeyi, yeni şeyler öğrenme, Akdeniz seçimi beslenme, bilişsel, fizyolojik ve toplumsal aktivitelerin Alzheimer hastalığında koruyucu faktörler olarak ön plana çıkmaktadır” dedi.
Yoruma kapalı.