Toplumda yaşayan yaşlılar ile huzurevinde kalanların beslenme ve bilişsel fonksiyonlarını karşılaştıran bir emek harcama icra eden Doç. Dr. Sibel Arguvanlı Çoban, huzurevinde kalan 100 yaşlı, evinde kalan da 104 yaşlı ile görüştü. Doç. Dr. Çoban emek harcama hakkında, “Huzurevinde ve evde yaşayan yaşlıların bilişsel fonksiyonları ve beslenme durumunun karşılaştırıldığı bir emek harcama gerçekleştirdik. Huzurevindeki ve evde yaşayan yaşlı bireylerin beslenme durumlarını karşılaştırdığımızda huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerin beslenmelerinin daha negatif etkilendiğini belirledik. Huzurevinde yaşayan bireylerin bilişsel fonksiyonlarının daha negatif yönde etkilendiğini saptamış olduk. Bir kurumda yaşamayla, aile ortamı içinde toplumsal destek alarak, toplumsal ve duygusal paylaşımlarla kendi ev ortamında yaşlanmanın pozitif bulunduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
Türk kültüründe yaşlı fertleri aile içinde yaşamaya ve pozitif yönde etkilenmelerine katkı elde eden toplumsal yapı bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Çoban, “Son zamanlarda kadının emek harcama hayatına atılması ve yaşlı bakım sorunlarının ortaya çıkmasıyla birlikte huzurevinde kalmanın toplumsal gereklilik bulunduğunu görebiliyoruz. Huzurevlerinde kalan bireylerin bakımları pozitif olup olmadığını karşılaştırmadık, oradaki bireylerin bilişsel fonksiyonlarını, beslenme durumlarını karşılaştırınca huzurevinde yaşamı sürdürmenin fertleri negatif yönde etkilediğini bu iki değişken açısından elde etmiş olduk” dedi.
BESLENMEDE DUYGUSAL PAYLAŞIMLAR DAHA ÖNEMLİ
Huzurevlerindeki diyetlerin uzmanlarca hazırlandığını, sadece beslenme durumunda duygusal paylaşımın etkili bulunduğunu gördüklerini belirten Doç. Dr. Çoban, şöyleki konuştu:
“Oradaki ortam gereği yiyecek yerken, şöyleki yorumladık, hatta bunu yemekler rejime uygun olsa da sonuçta ortam içinde duygusal paylaşımlarla hep bir arada yiyecek yemeyle, bir ihtimal aile ortamındaki beslenme stillerindeki farklılıklar bunu etkilemiş olabilir. Aile içinde olmak o duygusal paylaşımlarla daha etkili olmuş olabilir, diye düşünüyorum. Bilişsel fonksiyonlar açısından baktığımızda, kişinin duyu organlarıyla bazı uyaranları bolca oranda alması gerekiyor. Şahıs toplumda yaşamış olduğu süre çevreden, aileden, toplumdan, topluma daha oldukca katılarak pozitif uyaran almış olduğu için bilişsel fonksiyonlarına yönelik pozitif geliştirme fırsatı bulmuş olacak. Huzurevinde almış olduğu uyaran sayısının azca olması, bilişsel fonksiyonlarını negatif etkilemiş olabilir.”
‘TOPLUMDA YAŞAMAK OLUMLU YÖNDE ETKİLEYECEK’
Bireylerin ailesel destekle günlük yaşam aktivitelerini devam ettirerek topluma katılmasının bilişsel ve beslenme açısından pozitif etkisinde bırakır doğuracağını ifade eden Doç. Dr. Çoban, “Aslına bakarsak evde yaşayan kişinin topluma katılarak, ailesel desteklerle toplumdaki günlük yaşam aktivelerini devam ettirerek topluma iştirak etmesi, onu hem bilişsel açıdan hem beslenme açısından pozitif yönde etkileyecektir. Mühim olan noktanın yaşlı bireylerin yerinde, evinde toplumsal destekleriyle birlikte yaşaması icap ettiğini söyleyebilirim. Kurumda beslenme gereklilik olabilir, bu aşamada ne yapılabilir? Toplumda buna zorunlu kalabiliyoruz. Toplumsal destek kaynaklarının onlara ziyaretlerle, onlara sevgi, ilgi ve onların yalnızlık duygusunun azalmasına katkı sağlayacak şekilde huzurevindeki bireylere destek vermeliyiz. Hem aile fertleri hem de cemiyet olarak bu desteği esirgemememiz icap ettiğini düşünüyorum” dedi.
Eşi Gülizar Gazel (70) ile beraber çarşıdaki işlerini tamamlayan Ferhat Gazel (73), yaşlıların aile ortamında bulunması icap ettiğini belirterek, “Evinde evlatlarının yanında yaşaması uygun olur. Evlatların yaşlılara bakması muntazam olur. Evimizdeki huzuru, huzurevinde bulamaz” dedi.