Mide kanserinin tüm dünyada kanser ölümlerinde ikinci sırada yer aldığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Talha Atalay, “Mide kanseri en sık Japonya’da görülmekte. Meydana getirilen araştırmalara nazaran dünyada erkeklerde yüzde 77, hanımlarda yüzde 33’dür. Coğrafi bölgelerin büyük insidans (ölçü) farkları vardır. Bu durum beslenme, gıdaların saklanma koşulları ve bakteri pozitifliği ile açıklanır. Mide şikayetleri olan kişilerin kesinlikle endoskopi yaptırmaları gerekir” dedi.
MEĞER MİDE KANSERİNE BİLE NEDEN OLUYORMUŞ…
Mide kanserine neden olan etkenler içinde başta tuz olmak suretiyle yanlış beslenme, ızgara, ve katkı maddeleri içeren besinlerin bulunduğunu özetleyen Atalay, “Katkı maddeleri içeren hazır gıdalar, (salamura et, sucuk, salam, sosis) şeklinde nitrat alımına yol açan tüm gıdalar. Şundan dolayı bu gıdalar mide üstünde metaplazi kısaca (bir hücre tipinin yerini, başka bir hücre tipinin almış olduğu geri dönüşlü bir değişiklik) yapıyor. Bu tür ürünleri tüketenler mide kanserine daha kolay yakalanmaktadır” diye konuştu.
“BAYAT GIDALAR TEHLİKE SAÇIYOR”
Bayat gıdaların çekince saçtığını kaydeden Atalay, “Gıdaların saklanma ve soğutma olanaklarının noksan ve yanlış olması sebebiyle bayatlayan gıdalar kansere yol açmaktadır. Kalitesiz içme suları, bilhassa arseniğin yüksek olması sebebiyle adeta kansere davetiye çıkarmaktadır. Organik kaynak suları ve naturel mineralli sularda kalsiyum, magnezyum, bikarbonat, demir şeklinde elementler bulunmasından dolayı hayatımızın eğer olmazsa olmazlarından olan su yaşamımızı sıhhatli bir halde idame ettirebilmemiz için oldukca önemlidir” şeklinde konuştu.
“A VE C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ MİDE KANSERİNE YOL AÇIYOR”
Vücudumuzdaki vitaminlerin büyük bir rol oynadığını belirten Op. Dr. Atalay, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “A ve C vitaminin düşük olması mide kanserinin riskini artırmaktadır. Mide kanserine karşı A ve C vitamini yönünden varlıklı besinler tüketmek ve stresten oldukça uzak durmak gerekir. Tür olarak süratli yayılan mide kanseri çoğu zaman ülser şeklinde başlayarak, organları ve lenf bezlerini etkilemektedir. Mide içinde büyüyerek pankreas, yiyecek borusu ve bağırsak, yumurtalıklar, idrar torbası, erkekte prostat üstü şeklinde çevre organlara yayılır. Kanserli hücreler kan yöntemiyle karaciğer, akciğerler ve öteki organlara yayılır.”
“ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR”
Her kanser türünde olduğu şeklinde mide kanserinde de erken teşhisin oldukca mühim bulunduğunu belirten Atalay, “Evresini geçirmeyen mide kanserlerinde tek çözüm cerrahi uygulamadır. Cerrahi işlemde amaç kanserli dokunun komşu dokulara yayılmadan temizlenmesidir. Ameliyat öncesi değerlendirmelerde lenf nodu saptanan olgularda kemoterapi uygulanır. Cerrahi sonrasında kalan kanserli dokunun temizlenmesi için ise kemoradyoterapi uygulanması gerekir. 7-8 santimetre uzunluğunda olan tümörlerin komşu dokulara yayılma ihtimali oldukça fazladır. 3. ve 4. evrelerde lenf nodu tutulumu saptanan olgularda kemoradyoterapi gelen sağ kalımda anlamlı artış sağlar. Aşırı kilo kaybı, mide kanaması, mide bölgesinde ağrı ve hazımsızlık, mide asidinin yükselmesi ve geğirme, yiyecek yerken normalden daha erken doymuş duymak, bulantı ve yutmada güçlülük şeklinde şikayetleri olan kişilerin kesinlikle endoskopi yaptırmaları gerekir” diye konuştu.
Bayat gıdalar tehlike saçıyor – Sağlık Haberleri haberini okudum