Nörolog/Klinik Nörofizyolog Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, migren ve tedavi seçenekleri ile ilgili mühim bilgilendirmelerde bulunmuş oldu. Migrenin genel olarak ara ara gelen; fena koku, açlık regl benzer biçimde durumlarda oluşan, geçici baş ağrısı olarak tanımlanabildiğinden bahseden Prof. Dr. Okan bölükbaşı, “Kişinin hissettiği ağrı ve sonrasında bulantı, halsizlik, duygusal değişimler, saçlı deride yanma benzer biçimde birlikte rol alan emareler 4-72 saat kadar sürebilmektedir. Sadece nadiren de olsa bazı hastalarda kriz bir haftayı geçebilmektedir. Biz bu duruma “uzamış migren krizi” ya da migren fırtınası diyoruz. Vücutta ters giden her şey baş ağrısı yapabilmektedir. Baş ağrısı ile hasta doktora başvurduğu süre altında yatan sebepleri iyi araştırmak önemlidir. Vücudun inorganik bir pozisyonda saatlerce kalmasından meydana gelen durumlar kafadaki adelelerin gerilmesine yol açmaktadır. Bu tür ağrıları gerilim baş ağrısı olarak tanımlayabiliriz. Toplumda yaşanmış olan baş ağrılarının yüzde 70’i yanlış pozisyonda uzun süre durmak, spor yapmamak, günlük yaşamın stresi, yanlış beslenme, gece mesaisinde emek harcama benzer biçimde durumlar gerilim tipi baş ağrılarını tetiklemektedir. Baş ağrılarında teşhisi koyabilmek için hastaya şunu sormak gerekir. “Ağrı sürekli mi ara ara mı geliyor?”, “ağrı ne zamandan beri var?”, ağrının tipi iyi mi?” soruları hastalar için tedavi yöntemini belirlemektedir” şeklinde data verdi.
“Migren hastalığının tedavisi vardır”
Migreni tetiklen unsurlardan da bahseden Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Fena koku, uzun devam eden açlık, uzun devam eden uykusuzluk, büyük ruhsal krizler, üzüntüler, tane görmek, doğum denetim hapı yada öteki hormonel enjeksiyonları kullanmak migrende ana tetikleyicilerdir. Migrenin hangi durumlarda tetiklendiğini düşünerek aslen bizlere neyin iyi gelmediğini belirleyebiliriz. Migren krizimizi neyin tetiklediğini bilirsek onlara dikkat ederek migren krizini azaltabiliriz. Toplumda migrenin tedavisinin olmadığını düşünmek benzer biçimde yanlış bir inanış var. Hatta bizlere gelen hastalar “Migrenin tedavisi yok fakat biz gene de şansımızı tecrübe edelim dedik” benzer biçimde düşüncelerle bizlere başvururlar. Bu da biz nörologları hep şaşırtan bir durumdur. Migren için rahat ve ucuz tedavi seçenekleri mevcuttur. Şu demek oluyor ki migren hastalığının tedavisi vardır. Tedavi iki aşamada izlenir. İlki kriz tedavisidir. Burada ağrı kesiciler kullanılmaktadır. İkincisi koruma tedavisidir. Averaj üç ya da altı ay süre ile hastanın her gün alması ihtiyaç duyulan haplar tavsiye edilir. Bunların haricinde tertipli egzersiz, stressiz yaşam, yiyecek yeme düzeni benzer biçimde yaşam tarzında yapılabilecek değişimlerle migren ağrılarını azaltabilmekteyiz” dedi.
“Migren botoksu tüm ülkelerin sıhhat mevzuatları tarafınca kabul edilen bir bilimsel tedavi yöntemidir”
Prof. Dr. Bölükbaşı,”Migren ağrısının tedavi şekilleri içinde botoks uygulamaları son zamanlarda çoğunlukla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Migreni kasılmış adeleleri gevşetme amacıyla ilk olarak nörologlar buldu. Meydana getirilen botoksun tesadüfen ağrıya iyi geldiği anlaşılınca kafada tetik noktalara botoks enjekte edilmeye başlandı. Tetik noktalar olarak isimlendirilen kas noktalarına verilen botoks, sinir sonlanımlarındaki asetilkolin maddesini bloke ederek ağrı yapıcı-yayıcı inflamatuvar (yangısal) ve ekstitatuvar (uyarıcı) sinirsel kimyasalların, kan dolaşımına geçerek ağrıyı başlatmasını ve arttırmasını önlemektedir. Botoksun kasların kasılmasını engelleyerek kası gevşetmesi, migren krizlerindeki ağrı kesici etkinliğini arttırmaktadır. Migren botoksu ilaçların kullanımını azaltmaktadır. Bilhassa ilaç kullanmak istemeyen hastalarda botoks, hastalara mühim bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Botoks uygulaması migren krizlerinin sıklığını ve sertliğini belirgin halde azaltarak, hastaların yaşam standardını ciddi oranda arttırmaktadır. Migren botoksu tüm ülkelerin sıhhat mevzuatları tarafınca kabul edilen bir bilimsel tedavi yöntemidir. Son iki senedir kullanıma giren migren aşısı ise, şu ana kadarki tedavi seçenekleri içinde en etkili yöntemlerden biri haline gelmiştir“ ifadelerini kullandı.
