
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuklarda hiddet ve hiddet kontrolünün ilişkin değerlendirmede bulunmuş oldu. Aydoğdu, hiddet duygusu benzer biçimde negatif duyguları yaşamı sürdürmenin oldukca düzgüsel bir durum bulunduğunu belirterek çocuğun duygularının iyi anlaşılması icap ettiğini söylemiş oldu.
Ebeveynlerin daha oldukca mutlu olması ve sevinmesi benzer biçimde pozitif duygular yaşamasını istediğini sadece yaşamda negatif duyguların da bulunduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Aileler devamlı evlatlarının daha pozitif ve daha pozitif duyguları yaşamasını istiyor. Anne babalar evlatlarının mutluluk, coşku ve luk benzer biçimde duygularına odaklanıyor. Oysa negatif duygular da pozitif duygular kadar düzgüsel ve evrensel duygulardır. Bunların da taşınması, yönetim edilmesi ve denetim edilmesi gerekmektedir.” dedi.
Evladı anladığınızı gösterin
Negatif duyguların kontrolünün oldukca kolay olmadığını ve üstünde çalışılması icap ettiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Çocuğun daha ilkin de yaşamış olduğu duyguları ona hatırlatmak oldukça önemlidir. Çocuğunuzun duygularını anlamanız ve çocuğunuzu anladığınızı göstermeniz oldukca önemlidir zira çocuklar önemsenmediklerini hissettiklerinde oldukca daha öfkeli olurlar.” dedi.
Hiddet öncesindeki sinyaller yakalanmalı
Çocuğun hiddet kontrolünün sağlanmasında ebeveyn ve bakım verenlere sorumluluklar düştüğünü kaydeden Seda Aydoğdu, çocuğun öfkelendiğinin hissedildiği anda uyarıcı sinyallerin yakalanmasını ve sonrasında ne yapılması icap ettiğini beyan etti.
Uyku öncesi öfkeli olabilirler
Hiddet kontrolünde rutinlerin sağlanmasının da önemine işaret eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Çocuklar bilhassa uyku öncesi öfkeli olabilirler. Uyku öncesi oyununu bırakıp uykuya geçiş yapmak istemedikleri için öfkelenebiliyorlar. Bu durumda evladı öncesinde bilgilendirmek, mesela saati göstererek ‘15-20 dakika sonrasında uyuyacağız. Uykun geldiği için yatacağız’ şeklinde bilgilendirme yapmak çocuğun o duygusunu daha evvelde yaşamasına ve sakinleşmesini elde edecektir.” diye konuştu.
Denetim altına alınmayan öfkenin sonuçlarına da değinen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Mutluluğun gövde dili olarak dışa vurulması benzer biçimde, öfkenin de bedende dışa vurum şekli vardır. Buna, kaşları çatmaktan kapıları çarpmaya kadar birçok örnek verebiliriz. Öfkeyi denetim altına alamadığımız takdirde, şahıs bilimsel nitelikli hayatında problemler yaşayabilir, arkadaşlık ilişkilerinde, aile ilişkilerinde, kendisiyle olan ilişkisinde de zorlanmalar yaşayabilir.” uyarısında bulunmuş oldu.
Baş edilemediğinde uzman desteği alınmalı
Öfkenin en temelde, kişinin kendi duygularını tanıyamaması, duygularını uygun bir halde ifade edememesi ve bu duygularını denetim edememesiyle ilgili bir sorun bulunduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Erken dönemde bunun önünü almak oldukca önemlidir. Aile olarak baş edemediğiniz durumlarda kesinlikle bir uzmandan yardım istemelisiniz.” dedi.
Çocuğun duygularını anlamak öfke kontrolünde etkili olabilir haberini okudum