Çocuklara depremi nasıl anlatmalıyız? – Sağlık Haberleri

0

Çocuğun gelişim düzeyine uygun bir anlatı oluşturmaya özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Arı, “Ülke olarak yaşadığımız bu acı ve üzücü olay karşısında birçok anne-baba depremi çocuklara nasıl anlatacağımız endişesi yaşıyor. Tıpkı diğer doğa olaylarını ve ölümü anlatırken olduğu gibi çocuğun gelişim düzeyine uygun bir anlatım oluşturmaya özen gösterilmelidir. Okul öncesi dönem için açıklamalarımızı kısa ve net tutmalıyız. ‘Neden?’ sorusunu çokça dinleyeceğimizi unutmamalıyız. Çocuğun bu sorudaki temel beklentisi belirli açıklamalar değil, kendini güvende hissetme ihtiyacıdır. Bu nedenle açıklamalarımız ve yanıtlarımız olabildiğince sakin ve güven verici olmalıdır.

Öte yandan okul çağındaki çocukların dış dünya ile daha iç içe ve olaylar hakkında daha bilgili olduklarını tahmin edebilmeliyiz. Çocuklarımız deprem konusunda yaşıtlarıyla bağlantı kurarken, anne baba olarak çocuklarımızın konu hakkında ne kadar bilgi sahibi olduklarını bilmek bize ipuçları veriyor. Bu nedenle kaygı ya da korku yaşayan çocuklarımıza farklı yaklaşımlar belirlememize yardımcı olur.

Haberlerden ve sosyal medyadan uzak durun

Özellikle okul öncesi çocukların haberlerden ve sosyal medyadan uzak tutulması gerektiğini öneren Arı, “Kaygıyı ve korkuyu en çok artıran etkenlerden biri de deprem anında ve hemen sonrasında depreme maruz kalan insanları görmektir. Günümüzde zor olsa da çocukları, özellikle de okul öncesi çağındaki çocukları, haberlerden ve sosyal medyadan uzak tutmak gerekiyor.
Depremin psikolojik etkileri hakkında bilgi veren Arı, şunları söyledi:

“Deprem gibi insan kontrolü dışındaki olayları takip eden tepkiler hemen hemen tüm yaş gruplarında benzerlikler gösteriyor. Uyku bozuklukları, açıklanamayan seğirmeler, uyanıklık, günlük hayatta konsantrasyon güçlüğü ve sürekli huzursuzluk hissi gibi belirtiler en sık görülen belirtilerdir. Bunlara ek olarak çocuklarda ağlama, anne babaya bağlanma, yalnız kalmak istememe ve tek başına uyuma güçlüğü gibi belirtiler de eşlik edebilir. Bu davranışların başa çıkma mekanizmaları olduğunu unutmamalıyız. Ancak istisnai durumlarda karşılaştığımız bir diğer belirti de hiçbir şey olmamış gibi duyarsız davranmak. Bu, bireyin olaydan etkilenmediği anlamına gelmeyebilir. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalan kişiye baskı yapılmamalı veya konuşmaya zorlanmamalıdır. Semptomların zamanla azalması beklenir ancak semptom sıklığındaki artış devam ederse uzman desteği almanız gerekebilir.

Cevap bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası