Çocuklarda travmatik olayların hasarı büyük

0

Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, maden ve iş kazaları, savaşlar, afetler ve terör vakaları benzer biçimde beklenmeyen zamanlarda yaşanmış olan olayların bilhassa çocuklar üstündeki etkilerine işaret etti.

 Dr. Melek Gözde Luş, tv ve toplumsal medya başta olmak suretiyle değişik medya araçlarından verilen haberlerin çocuklar üstünde negatif etkisinde bırakır oluşturduğunu söylemiş oldu. Harp, terör vakaları, kazalar ve yarattıkları tehlikeler mevzusunda çocuklarla konuşmanın kolay olmadığını kaydeden Dr. Melek Gözde Luş, “Çocuklar çoğu zaman ebeveynlerinin yada onunla ilgilenenlerin duygularını kopyalarlar. Anne babalar o durumla ilgili huzursuzsa muhtemelen çocuk da huzursuz olacaktır. Bilhassa ufak çocuklar sözel iletişimden ziyade görsel iletişimi tercih ediyorsa o olayın mevzu edilmiş olduğu resimler de yapabilir. Çocuk aslına bakarsan aşırı kaygılı, korkuları olan, çevresinde görmüş olduğu her durumdan korku üreten bir çocuksa o süre mevzuyla ilgili izlediği tüm haberler onun kaygı ve endişeye kapılmasına niçin olabilir.

Çocuklar duygularını anlamlı bir halde ortaya koyamayabiliyor

Dr. Melek Gözde Luş, “Kazalar, savaşlar benzer biçimde yetişkinlerin de dehşete düşmüş olduğu felaketlerde normal olarak tek problemler ruhsal problemler değildir. Çocuklar duygu ve düşüncelerini yetişkinler benzer biçimde anlamlı şekilde ortaya koyamayabilirler. Dolayısıyla uzun solukta davranışsal problemler göstermeleri daha ihtimaller içinde bir durumdur. Bazı obsesyonlar görülebilir hiddet ve saldırganlık, uzun süre sonrasında bile anne ya da babadan ayrılırken sık ağlama, okula gitmekten ve aileden ayrılmaktan korkma benzer biçimde emareler izah edebilir. Üzüntü, korku hiddet benzer biçimde duygusal ya da yerinde duramama, içe kapanma benzer biçimde davranışsal tepkiler görülebilir.” dedi.

Dikkat ve konsantrasyonda azalma görülebilir

Bazı evlatların yaşından küçükmüş benzer biçimde davranabileceğini kaydeden Dr. Melek Gözde Luş, “Okul çocuklarında dikkat ve konsantrasyonda azalma görülebilir. Uykuda bozulmalar, kâbus görmeler ya da karın ağrısı, baş ağrısı benzer biçimde fizyolojik emareler olabilir ve en mühim kayıpları da itimat ilişkileri problemi olur. Başka insanlara ileriki zamanlarda güvenmekte zorlanırlar.” dedi.

Psikiyatrik bozukluklar oluşabiliyor

Harp, kaza ve afetler benzer biçimde negatif yaşam vakalarına maruz kalmanın Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) benzer biçimde psikiyatrik bozukluklar ile ilişkili bulunduğunun belirtildiğini ifade eden Dr. Melek Gözde Luş, “Bilhassa cenk sonrası göç etmeye zorunlu bırakılan ya da bir kazayı bire bir yaşayan çocuklarda depresyon ve kaygı bozukluklarının görüldüğünü bildiren yayınlar bulunmaktadır. Maalesef erişkin dönemlere geldiklerinde bile tam çözülmeyen çeşitli ruh sağlığı problemleriyle baş etmek zorunda kaldıkları görülmektedir.” dedi.

Hususi gereksinimli çocuklar daha çok etkilenebiliyor

Otizm ve DEHB benzer biçimde çeşitli bozuklukların eşlik etmiş olduğu ya da hususi gereksinimi olan zihinsel engelli evlatların da travmaya maruz kaldıklarını ve travmanın yıkıcı etkilerine karşı fazlaca daha kırılgan bir pozisyonda olduklarını ifade eden Dr. Melek Gözde Luş, “Bilhassa ölüm algısı olmayan otizmli bireyler için yaşananalar kaygı düzeylerini fazlaca arttırabilir. Regresyon şu demek oluyor ki geride bırakılan bir davranış örüntüsüne geri dönülmesi gözlemlenebilir. Wc eğitiminde gerileme, gerginliğe bağlı olarak idrar ve dışkı kaçırma, kendine zarar verme, başkalarına karşı şiddete yönelme ile karşılaşılabilecektir. Yaşama duydukları itimat kuvvetli olmayan otizmli bireylerin, travma sonrası davranışları için de kesinlikle bir uzmandan görüş ve destek alınmalıdır.” dedi.

Çocuğun sorularına açık şekilde cevap verilmelidir

Harp, kaza ya da afet benzer biçimde muhteşem durumlarda yetişkinlerin çocuklarıyla konuşmasının ve destek olmasının fazlaca mühim bulunduğunu kaydeden Dr. Melek Gözde Luş, “Mevzuyu görmezden gelmek yada kaçınmak, evlatların kendilerini yalnız ve daha fazlaca korkmuş hissetmelerine yol açabilir. Ebeveynlerin çocuğun sorularına açık ve dürüst cevaplar vererek olanları anlamasına destek olmaları oldukça önemlidir.

7-8 yaşın altındaki evlatların karmaşık sorunları çözemeyecekleri ve soyut kavramları anlayamayacakları unutulmamalıdır. Dolayısıyla ölüm benzer biçimde soyut kavramları duyduğunda annelerinin ya da babalarının ölebileceğinden endişelenmeye başlarlar. Bundan dolayı diyalog olabildiğince rahat tutulmalıdır. Anlayabileceği kelimeler seçilmelidir. Onlar konuşmadığı takdirde zorla konuşmaya çalışılmamalıdır. Çocuk 8-11 yaşlarındaysa, muhtemelen haberlerde yada okulda neler bulunduğunu duyacaktır. Bundan dolayı kendisi istemese de çocukla bir konuşma yapılması lüzumlu olacaktır. Yapılacak konuşmada diyaloğun rahat tutulması ve mevzudan genel olarak anlatmak kafi olacaktır. Çocuklar yeterince büyükse (ergen-genç) ne olduğu açıklanmalıdır.” dedi.

Cevap bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası
Bebek Bakıcısı
uaeupdates.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler seo paket casibom