Çok su içmek, sık idrara gitmek diyabet belirtisi olabilir

0

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Caner Çam, şeker hastalığı olarak malum “Diabetes Mellitus”un, vücutta pankreas beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonunun asla üretilememesi yada vücudun ihtiyacını karşılayacak düzeyde üretilememesi ya da üretilen insülin hormonunun yeterince tesir gösterememesine bağlı ortaya çıkan bir hastalık bulunduğunu anımsattı. En yaygın formlarının Tip1 ve Tip2 diyabet bulunduğunu belirten Dr. Çam, en yaygın görülen ve çoğu zaman ileri yaşla beraber ortaya çıkan Tip2 diyabette insülin üretimi başlangıçta kafi olmasına rağmen insülin direnci kısaca hücrelerin düzgüsel insülin seviyelerine kafi cevap verememesi söz mevzusu bulunduğunu açıkladı. Daha oldukca çocukluk yaş grubunda görülen Tip1 diyabette ise insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ve bundan dolayı da insülin yetersizliğinin söz mevzusu bulunduğunu dile getirdi. Dr. Çam aldığımız besinlerin enerjiye dönüşmesi için tüm insanların insüline bağımlı bulunduğunu, diyabet hastaları için ise insülinin yaşam kurtaran bir ilaç bulunduğunu altını çizdi.

“Oldukca su içme, oldukca idrara çıkma başlıca belirtilerden”

Bilhassa ailesinde diyabet öyküsü olan, hareketsiz yaşayan, sağlıksız beslenen ve vücut ağırlığı fazla olan kişilerin diyabet hastalığı açısından risk grubu oluşturduğunu ifade eden Dr. Çam, emareleri ise “sık idrara çıkma, oldukca su içme, ağız kuruluğu, halsizlik ve kilo kaybı” olarak sıraladı. Diyabetik hastalarda tekrarlayan mantar enfeksiyonları, inatçı enfeksiyonlar ve yara iyileşmesinde gecikme sorunlarının yaygın bulunduğunu sözlerine ekledi.

Denetim altında tutulmadığı müddetçe vücuttaki neredeyse tüm organlara zarar veren, yaşam standardını düşüren diyabet hastalığının önlenmesinin esas bulunduğunun altını çizen Dr. Çam “Bunun için Tip2 diyabet açısından yüksek riskli kişilerin ideal kilosunu koruması, haftada minimum 150 dakika tertipli fizyolojik aktivite ile beraber karbonhidrat ve yağ alımını azaltacak şekilde yaşam seçimi değişimleri yapması gerekir. Bu şekilde diyabet gelişme riski azaltılabilir” dedi.

“Anne sütü ile beslenen çocuklarda Tip 1 diyabet daha azca görülüyor”

Dr. Çam eğer olmazsa olmaz tedavi protokolünün “beslenme ve egzersiz programı” bulunduğunu vurgulayarak diyabet hastalarının rejimine ilişkin şu önerilerde bulunmuş oldu:

Tam taneli tahıllar, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, meyveler, sebzeler, azca oranda rafine ve işlenmiş besinlerin tüketimi önemlidir. Lifli beslenmeye itina gösterilmesi ve tam taneli tahılların tüketilmesine itina gösterilmelidir. Tip 2 diyabet yönünden yüksek riskli bireyler, şeker ile tatlandırılmış içecek tüketimini sınırlandırmalıdır. Gizli saklı şeker hastalığı olan bireylerde Akdeniz tipi beslenme modeli, düşük kalorili, düşük yağlı yeme planı yararlı olabilir. Yağlı tohumlar, çilek şeklinde yumuşak meyveler, yoğurt, kahve ve çay tüketimi diyabet riskinin azalması, kırmızı et ve şekerle tatlandırılmış içecekler risk artışı ile ilişkilidir. Tip 1 diyabetin önlenmesi ile ilişkili herhangi bir beslenme önerisi yoktur sadece anne sütü ile beslenen çocuklarda tip 1 diyabet sıklığının daha düşük olduğu gösterilmiştir.

“Kan şekerini düşüren alternatif bir nebat yada yiyecek yok”

Diyabet hastalarının bazen insülin yerine alternatif nebat yada yiyeceklere yönelmesine de değinen Dr. Çam, hastaları şu sözlerle uyardı: “Bazı nebat ve yiyeceklerin kan şekerinizi düşüreceği fikri doğru değildir, asla inanmayın ve uygulamayın. Ihmal etmeyin ki herhangi bir gıdanın yada uygulamanın şekerinizi düşürebilmesi için içinde insülin bulunması yada insülin salgısını arttırıcı bir madde içermesi lazımdır. Bildiğiniz suretiyle insülin yalnız pankreastan üretilen bir hormondur. Kan şekerinizi düşüren alternatif bir uygulamanın varlığı asla doğru değildir.”

Cevap bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası