özellikle Dr. Nalan Saraç, “Cüzam Haftası” nedeniyle cüzzamla ilgili açıklamalarda bulundu. özellikle Nalan Saraç, “Cüzzam, ‘mycobacterium leprae’ basilinin neden olduğu kronik bulaşıcı bir hastalıktır. Konak organizmanın immünolojik durumuna bağlı olarak kendi kendini sınırlayıcı veya ilerleyici olabilir. Esas olarak yüzeysel periferik sinirleri, deriyi, üst solunum yolunun mukoza zarını, gözün ön kamarasını, kemikleri ve testisleri etkiler.
Hastalığın nedenleri ve bulaşma yöntemlerine değinen Uzm. Dr Saraç, “Kesin bulaşma şekli bilinmemekle birlikte solunum yoluyla bulaşma en yaygın kabul görenidir. Cüzzam basilinin tek rezervuarı insandır. cüzzam kontaminasyonu; Bu, enfekte kişinin bulaşıcılığına, yakınlığına, temasın sıklığına ve süresine bağlıdır. Bulaşma genellikle çocukluk döneminde aynı aile ile uzun süre temas halinde olan aktif hastalardan kaynaklanır.
Değişiklikler ciltte görülebilir
Hastalığın belirtileri hakkında konuşan Dr. Dr Saraç, “Cüzam hastalığında klinik belirtiler, makulanın hipopigmente olmasından, periferik sinir sistemi, göz, kemik kas ve diğer dokuların tutulduğu, şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiği bir tabloya kadar uzanıyor. Klinik sonuçlardaki farklılık, konakçı organizmanın yanıtına bağlıdır.
Kalça, yüz, kol ve bacakların dış yüzeyi gibi soğuk cilt bölgelerinde yerleşen, birkaç cm çapında, hipopigmente veya hafif eritemli, kenarları bulanık bir veya birden fazla makül vardır. Tanısal belirtileri yoktur. Klinik tanı konulamaz ise kesin tanı için dermatolojik muayene gerekebilir. Biyopsilerde ve dermatopatolojik kesitlerde tipik nöral ve adneksiyal infiltrasyon ve basil gösterilmesi tipiktir. Hastalığın uygun tedavisi ile tam iyileşme sağlanır, ancak tedavi edilmeyen veya tedaviye geç kalan hastalarda değişen düzeylerde yaşam boyu süren komplikasyonlar ortaya çıkar.