Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen deprem felaketi tüm Türkiye’de büyük üzüntü yarattı. Herkesin derin bir üzüntü, acı, umutsuzluk ve boşluk duyguları yaşadığını söyleyen Uzman Klinik Psikolog Benan Şahinbaş, “Deprem mağdurları akut sonrası travma ile karşı karşıya kalırken, biz varsayılan travma (toplu) ile baş etmeye çalışıyoruz. Maalesef akut travma sonrası hem ruhsal hem de fiziksel belirtiler hepimizde mevcuttur ve bu durum bir süre daha devam edebilir.
Akut stres bozukluğunun travmatik bir olaydan hemen sonra ortaya çıkabilen bir ruh sağlığı sorunu olduğunu anlatan psikolog Benan Şahinbaş, çeşitli psikolojik belirtilere yol açabileceğini söyledi; Tanınmadığı veya tedavi edilmediği takdirde travma sonrası stres bozukluğuna (TSSB) yol açabileceğini iddia ediyor.
TSSB’nin beş belirtisi
İstenmeyen tekrarlar: Kişinin geçmişe dönüşler, anılar ya da rüyalar yoluyla travmatik olayı yeniden yaşamayı sürdürememesi ve durduramaması.
Olumsuz ruh hali: Kişi üzgündür, olumsuz düşüncelere sahiptir ve olumsuz bir ruh hali içindedir.
Disosiyatif Belirtiler: Kişinin değişen gerçeklik algısı, çevresinde olup bitenlerin farkında olmaması ve travmatik olayın bazı kısımlarını hatırlayamama.
Kaçınma belirtileri: Travmatik olayla ilişkili düşüncelerden, duygulardan, insanlardan veya yerlerden bilinçli olarak kaçınma.
Heyecan belirtileri: Uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, sözlü veya fiziksel sinirlilik veya saldırganlık gibi uyku bozuklukları. Ayrıca kişi gergin veya savunmacı hissedebilir ve çok kolay korkabilir.
Psikolog Benan Şahinbaş, bu belirtilerin birçoğunun depremden etkilenen çocukların yaşadığı durumlar olduğunu belirterek, “Dolayısıyla başka illere yerleştirilecek çocuklar için durum çok hassas. Endişeli, korkmuş, kaygılı ve umutsuz oldukları için yeni şehir veya okul bazen tetikleyici bazen de çare olabilir. Bu nedenle okuldaki çocukların ve öğretmenlerin bu konuda bilinçlendirme eğitimleri almaları zorunludur. Depremzedeye ailesiyle ilgili hiçbir şey sorulmaması, ondan durumu açıklamasının istenmemesi, hatta durumla ilgili herhangi bir şey sorulmaması önemlidir. Bu, çocuğunuzun zamanla daha güvenli hissetmesine ve rutinler oluşturmasına yardımcı olacaktır. Hem öğretmenler hem de aileler çocuklarına sınıfta gruplaşma olmaması, akran zorbalığının olmaması, bu konuların gündeme getirilip getirilmediği ve depremden etkilenen çocuğun ruh halinin nasıl olabileceği konusunda bilinçlendirme konuşmaları yapmalıdır.”
Çocukların empatisini destekleyecek konuşmalar yapılmalıdır.
Okul rehberlik servisinin her depremzede için ayrı bir plan yapması ve hatta bir süre sonra çocuğu bireysel travma tedavisi için gerekli kurum veya kuruluşlara yönlendirmesi gerektiğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Benan Şahinbaş, şunları söyledi: “Çocuğun mevcut travma belirtileri. yeni okulu ve yeni hayatı için oryantasyon ve oryantasyon.Sürecin çok ama çok hassas olduğu unutulmamalıdır.Aileler bu hassas durumu mutlaka evde çocuklarına anlatmalı, çocuğun diğer çocukla empati kurmasını destekleyecek konuşmalar yapmalıdır. ve okuldaki öğretmenlerin de bu durum için kurumun çocuklarına eğitim ve seminerler vermesi gerekir.Hepimiz hassas bir dönemden geçiyoruz, bazı çocuklar yaşları gereği sürecin yetişkinler kadar farkında olmayabilirler. Bu durumu görmezden gelmeyin hepimizi kim iyileştirecek; dürüstlük, empati, sol bağlılık, sevgi ve işbirliği.