Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde çocukların okula uyumu konusunda çalışan Doç. Selen Demirtaş Zorbaz, deprem bölgesinden 71 ile taşınan 99.853 öğrencinin uyum süreci konusunda uyarılarda bulundu. Doç. Zorbaz, en çok soru işaretlerinden birinin çocuklarla deprem konusunu gündeme getirip getirmemek olduğunu söyleyerek, “Aslında çocuklar neye ihtiyacı olduğunu bize anlatıyor. Hiçbir şey olmamış gibi derslere başlamak doğru değil.” , çünkü biz yaşadık çocuklar bizim bildiklerimizi biliyorlar biliyorlar.İlk yapacağımız şey çocukların ihtiyaçlarına odaklanmak olacak.Her çocuğun ihtiyaçları kendine özgü olabilir hikayeleri farklı.Ailesini kaybedenler var , Evini kaybedenler, hiçbir şey yaşamadan şehir değiştirenler var, bu yüzden önce onların hikayelerini öğrenin, neye ihtiyaçları olduğunu öğrenin ve aile ile bağ kurmak önemlidir” dedi.
‘OKULDA KENDİNİZİ GÜVENDE HİSSEDECEĞİNİZ ALANLAR OLUŞTURULMALI’
Eğitimcilerin böylesine travmatik bir olaydan sonra deprem bölgelerinden gelen çocukların potansiyellerini nasıl ortaya çıkarabileceklerine odaklanmaları gerektiğini belirten Doç. Dr. kapalı bir alan buna saygı duyulmalı.çocuk sınıfta oturacağı yeri seçmeli,belki camı.kapının yanına oturmak isteyebilir.Sonuç olarak deprem oldu ve çocuğun özgüveni sarsıldı Okulda kendini güvende hissedeceği alanlar yaratmak çok önemli.Öğretmenler bu konuda biraz daha anlayışlı olmalı.Çocukları şu anda neyin tetikleyeceğini bilmiyoruz.Bazen bir koku,bazen bir arkadaş yanı “Çocuk, travmatik anılar ve görüntüler aklına geldiğinde nereye gideceğini bilmeli; En iyisi danışmanın odasına gitmek. Akran desteği de önemli bir konudur. Öğretmen sınıftaki çocukların karakterlerine göre akran rehberliğini seçip çocuklarla eşleştirebiliyor” dedi.
“DEPREM KONUŞMALARI SÜREKLİ OLMAMALI”
Yeni öğrencilerin gittikleri şehirlerde kendilerine bir hayat kurmaya çalışabileceklerini belirten Doç. Dr. Öğrenciler için böyle bir ayrım yapılmasına gerek yoktur.Deprem ve afetler bile her zaman çocukların yanında konuşulmamalıdır.Öğretmenler kendi aralarında konuşabilir ama koridorda,yakınlarda çocuklar varken konuşulmamalıdır. Öğretmenler odası.Çocuklar böyle şeylerden rahatsız olabiliyorlar.Kimin neyi tetikleyeceğini bilemeyiz.Bazı öğrenciler iyi niyetli yardımları “acıma” olarak algılayabilirler.Şimdilik desteğe ihtiyacı olan öğrenciler. Okulda istenmeden ‘yiyeceğin yok’ gibi bazı yardımlar yarardan çok zarar verebilir” dedi.