Sözlerine “6 Şubat’ta yüreğimizden iki kez vurulduk” diyerek başlayan Dr. Yavuz, “10 ilde üst üste büyük yıkım yaşandı. Bu kadar büyük bir depremi kimse tahmin edemezdi. Her şeyden önce psikolojik destek verildi. kesinlikle gerekli.maddi yardımların yanı sıra psikolojik yardımları da organize edebilmeliyiz.güven insan hayatında çok önemli bir konu.manevi destek.evini ve yakınlarını kaybedenler için yardım kampanyaları düzenlemeliyiz.10 ilde insanlar Travmatik bir durum yaşamış Kollarını bacaklarını kaybetmiş insanlar var Gören çocuklar var Kurtulan yakınları yok İlk günlerde travmaların etkisi anlaşılmıyor 10 Bir gün ortaya çıkıyor 1 1 ay sonra insanlara motivasyonlarını artırmayı ve hayata tutunmayı öğretmeliyiz ki ağır depresyon vakalarına dönüşmesinler. Özellikle depremi yaşayan, depreme tanık olan, enkazdan kurtarılan ve enkaz altında yakını olan kişiler için psikolojik destek daha önemlidir. Psikososyal destek açısından yardım çok önemlidir. Bu tür travmaların ilk günlerinde tedavi desteği çok kapsamlı değildir. Öncelikle akut dönemin geçmesi gerekir. Akut dönem geçtikten sonra terapi programları başlar. Bu dönemde öncelikle psikososyal destek önemlidir. Çocukların bu travmalardan etkilenmemesi için yurt ve kreş yerine uygun ailelerin sahiplenilmesi ya da herkesin akrabalarına, eşine, arkadaşlarına kucak açıp destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Kötü senaryolardan uzak durmalıyız”
İnsanların sakinleşmesi gereken bir dönemde olduğumuzu belirten Mehmet Yavuz, “Bireysel olarak olumsuz senaryolardan uzak durmalıyız. Eleştiri, üzüntü ve şikayetlerle yarışmayı bırakmalıyız. Hepimiz hangi sorunu çözebileceğimizi düşünmeliyiz. ve kime nasıl destek olabiliriz bu süreç kısa sürede bitmeyecek tabi ki başka şehirlerde yaşayanlar da desteklerini gönderebilirler şikayet etmeyi bırakıp desteği daha da artırmalıyız geçici olarak nereye ve nasıl sığınacakları çok önemli Evini kaybedenler nerede yaşayacak bu durumdaki bir insanın hemen moralini yükseltmesini bekleyemeyiz mutlu olmalarını beklemek zalimlik olur ama ben depremzedelere bakacağım dediğimizde canları yanıyor. Kendi misafirlerine sürekli evde neler olup bittiğini sormak da iyi değil, ağırladığınız insanları her zaman evdekilere anlatmaya zorlamayın. aynı hikayeleri ya da aynı hikayeyi defalarca tekrarlıyorlarsa, anlayışla dinleyin. Bir süre nasıl rahat hissediyorlarsa öyle davransınlar. Depremi atlatan bir insan günlerce ara vermek isteyebilir veya hemen yeni hayatını kurmaya başlayabilir. Bunlar kişiden kişiye değişir. Kimse zorlanmamalı. Güven, insan hayatındaki temel bir konudur. Ancak bu güven ile tüm felaket senaryolarının, komplo teorilerinin önüne geçebilir ve bunlarla paranoyaklaşabiliriz. Burada ne gördük? Türkler her zorluğun üstesinden gelebileceklerine inanıyorlar. Başkalarına karşı çok hassas bir insanımız var. Ünlü ve ünlü kişilerin, sanatçıların, işadamlarının, yardımsever ve hayırseverlerin bu birlikteliği ve konumu içimizi ısıttı. Ancak dayak görüntüleri ve yardım konvoylarının yağmalanması iç güveni zedeledi. Ayrıca her zaman çok iyi yönetilmesi gereken yabancı düşmanlığı ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu ülkeden insanlara gidin diyenler, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının durumunu bir düşünsünler ve biraz empati göstersinler. Ülkemize gelenlerin çete izlenimi vermekten kaçınmaları, çetecilik yapanların derhal ülkeden atılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Deprem uzmanları mesaj verirken seyircilerin psikolojisini de düşünerek çok dikkatli olmalı.”
Yavuz, deprem uzmanlarıyla ilgili olarak, “Depremin olduğu ilk günden beri deprem uzmanlarımız ve arkadaşlarımız sık sık televizyonlara davet ediliyor. Tabii depremden sonra özellikle de bu tür yıkıcı depremlerden sonra bir sonraki depremin nerede ve nasıl olabileceğini insanımız çok merak ediyor. Tabii ki bu gibi durumlarda deprem uzmanlarının halkımızı zaman ve mekan bazında uyarması ve önlem almak için çaba sarf etmesi güzel bir davranıştır. Ben de takdir ediyorum. Ancak birçok deprem uzmanının her kanalda sürekli olarak depremden bahsetmesi ve bundan sonra deprem olacak, böyle bir yıkım olacak şeklinde yorum yapması mevcut kaygımızı daha da artırıyor. Bu nedenle deprem uzmanlarımızın mesaj verirken insanların psikolojik durumlarını da göz önünde bulundurarak çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Her ne olursa olsun ciddi bir hastalık potansiyeli olan depresyon ve panik bozukluğu olan insanlarımızı daha da hasta etmeyelim. Bu nedenle, sahip oldukları bilimsel verileri esas olarak devlet yöneticilerine veya şehir yetkililerine açıklamalıdırlar. Bunları sürekli olarak halkımızdan dile getirmek, insanların ve toplumun endişelerini fazlasıyla artırmaktadır. Travmalar, özellikle insanlar için, bizler için iki şekilde tezahür edebilir. Öncelikle bu travmalar insanların bilinçaltına yükleniyor. Beyin unutur ama vücut unutmaz. Travma sonrası bedensel tepkilerde kendini gösterir. Bunlar daha çok panik ataklar gibidir. Kronik bedensel reaksiyonlar çok daha sonra ortaya çıkabilir. Özellikle bu tür deprem haberlerinde insanımızı etkileyecek konulara dikkat edilmeli ki yıllar içinde çeşitli şekillerde bakılmasın. Tek kelimeyle bilinçsizce kayıt altına alır ve kişide yıllarca hastalıklı bir durum yaratır. Bu nedenle herkesin ne söylediğine dikkat etmesi gereken bir noktadayız” dedi.
“Bölgeye gelip hemen terapiye başlayan psikolog yok”
Mehmet Yavuz, depremzedelere verilmesi gereken terapilerin zamanlaması ile ilgili olarak, “Birincisi akut dönemde bu travmalar belirlenmeden tedavi edici pozisyonlar uygulanmıyor. Daha fazla psikososyal destek sağlanıyor. Akut dönemden sonra ise tedavi edici pozisyonlar uygulanmıyor.” tramvaya göre terapötik yöntemler uygulanmaya başlıyor yani sanki psikologlar hemen bölgeye inip terapilere başlamışlar bunun için bizim psikolog ve sosyologlarımızın yapması gereken psikososyal destek insanlara yardımcı olmaktır. istekli bir millet. Bu depremin yıkıcı etkileri çok büyük ama bizim şefkatimiz, merhametimiz çok büyük. İnşallah üstesinden geliriz. Geleceğiz.”
“Spora dönmek gerektiğini düşünüyorum”
Depremin ardından spora başlamanın insan psikolojisi üzerindeki etkisine değinen Yavuz, “Bunun olumlu ve olumsuz yönleri var. Halk olarak çok üzücü ve yıkıcı bir deprem yaşadık. Yüreğimizde hissediyoruz ama yüreğimizde hissediyoruz. İnsanımızın bir an önce rutine dönmesi gerekiyor.Onları kendi haline bırakmak o acıyı daha çok hissettiriyor.Artık yavaş yavaş rutine dönmemiz gerekiyor.Futbol maçları gibi insanı meşgul eden şeyler insanı meşgul eden bir uğraş. meşgul insanlar meşgul insanlar bu nedenle bundan sonra bu acıyı hep kalbimizde hissedeceğiz ama bir yandan da normalleşme çabalarına ve en kısa sürede geri döneceğiz. bu tür spor faaliyetlerine dönüşün gerekli olduğuna inanıyorum •Yardım görevlerimizi en üst düzeyde yerine getirirken aynı zamanda insanımızın aklını depremden uzaklaştırmaya çalışmalıyız.Bu yardımların biteceği anlamına gelmez.Her türlü yardım ve desteği biz yapacağız. ama şimdi akılları başka yerde. almamız gerekiyor. Aksi halde insanımız psikolojik olarak daha çok zarar görecek. Bu psikolojik etkilerin açıklamaları hemen ortaya çıkmaz. Yıllar sonra soyulabilir ve yıllarca sürebilir. Bu nedenle toplumumuzun ruh sağlığı bizim için çok önemli” dedi.
Mehmet Yavuz, depremzedelerin bu yıl spor faaliyetlerine ücretsiz olarak katılmasının çok anlamlı olacağını belirterek, “Bu spor aktivitelerini canlı yayınlayan televizyon kanalı, maçları afet bölgesindeki illere ücretsiz olarak verebiliyor. Halkımız” O illerde yaşayanlar futbol maçlarına veya diğer sportif faaliyetlere ücretsiz olarak katılabiliyor.” ve depremzedelerin aklını başından almak için bölge halkı için destek çok önemli olacaktır” dedi.