Uyku apnesi sendromu, uyku esnasında nefes almada güçlük, solunum durması hemen sonra solunum çabasıyla yine normale dönme, uykuya dalma ve uykudan uyanmaların gece süresince tekrarlarıyla giden bir hastalık bulunduğunu belirten Yaşam Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, “Kolay horlamadan farklıdır. Haftada minimum 5 gün ve öteki odalardan hatta öteki dairelerden de duyulabilecek kadar şiddetlidir. Horlama ansızın kesilir, nefes alma durur sonrasında yine adım atar. Hastalar çoğu zaman solunumlarının durduğunun bilincinde olmazlar. Fakat tarafındaki kişiler gürültülü ve düzensiz horlamanın aralıklarla kesildiğini, ağız ve burunda solunumun durduğunu ve bu sırada göğüs ve karında hareketin devam ettiğini fark edebilirler. Bu hastalarda gece uzun süre uyumalarına karşın, gündüz aşırı uyku hali ve sabah yorgunluğu vardır. Otobüste, toplantılarda, hatta otomobil kullanırken uykuya dalma olur.
Bunun sebebi de sık tekrarlayan solunum durmaları ve uykuda sık bölünmeler sebebiyle aslolan dinlenmeyi elde eden derin uykuya ulaşamamalarıdır. Beynin oksijenlenmesinin bozulması ve solunum için harcanan çabanın vücutta aşırı bitkinlik oluşturmaktadır. Uyku apne sendromu, erkeklerde hanımefendilere bakılırsa 3 kat daha çok görülmektedir. En sık 40-65 yaşları içinde ve şişman kişilerde, boyun ve göbek çevresi geniş kişilerde daha çok görülmektedir” dedi. Uyku apne sendromunun tedavi edilmezse sağlığı tehdit edici sonuçlar ortaya çıkabileceğini de ifade eden Gürkan, “Bu hastaların yüzde 30-50’sinde yüksek gerilim tespit edilmiştir. Kalp krizi, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde iktidarsızlık, hanımlarda tane düzensizlikleri olabilir. Konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, sinirlilik, depresyon, kaygı, kişilik değişimleri artar. Sabah baş ağrısı ve bulantı ile uyanırlar. Gece süresince sık idrara çıkma yada yatağını ıslatma meydana gelebilir” diye konuştu. Uyku apne sendromu kabul edilen hasta bir ya da iki gece uyku laboratuvarında yatırılıp uyku testi yapıldığını ifade eden Gürkan, uyku testinde gece süresince beyin aktiviteleri ve vücutla ilgili değişik fonksiyonlar ve bunların arasındaki ilişki değerlendirilerek teşhisin konularak tedaviye başlanıldığını sözlerine ekledi.