Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Gülşah Koçak Kurt, güneşe bağlı koyu renk değişimleri içinde yer edinen melazma hakkında data verdi. Melazmanın çoğu zaman 30-55 yaş içinde, ten rengi koyu olanlarda ve çoğunlukla hanımlarda görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Kurt, “Güneş ışınlarına maruziyet, ailesel yatkınlık, gebelik ve doğum denetim hapı kullanımı şeklinde östrojen düzeyinin arttığı durumlar, kolonya ve parfüm şeklinde kozmetik ürünler melazmaya niçin olabilir” ifadelerine yer verdi.
Açık, koyu kahve yada gri renkte olabiliyor
Melazmanın çoğu zaman yüzde alın, yanak, burun, üst dudak ve çenede görüldüğünü; açık-koyu kahve yada gri renkte renk değişikliğine niçin bulunduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Kurt, “Tanısı çoğu zaman deri muayenesi ve wood lambası incelemesi ile konulmaktadır. Tedavi edilmeyen lezyonlar kendiliğinden çoğu zaman iyileşmeyip, zaman içinde daha koyu renk alacağı için hastalar kesinlikle dermatoloji uzmanına başvurmalıdır” açıklamasında bulunmuş oldu.
Tedavinin; melazmanın sertliği, yerleştiği bölge ve kapladığı alana nazaran planlanması ve kişiye hususi olması gerektiğine vurgu meydana getiren Uzm. Dr. Kurt, hastalığın kronik ve tekrarlayıcı özellikte bulunduğunun, tetikleyici faktörlerden uzak kalınması icap ettiğinin altını çizdi.
Güneşin zararı olan ışınlarına karşı tedbir alın
Güneşten korunmanın önemine işaret eden Kurt, “Melazma gelişimindeki temel etkenlerden olan güneşten kaçınmak, korunmayı çoğaltmak için de geniş kenarlı şapkalar, gözlükler, koruyucu giysilerle ek önlemler almak gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Güneş koruyucular hakkında da data veren Kurt, “Güneşten koruyucu ürünlerden ise hem ultraviyole A (UVA) hem UVB dalga boylarında koruma elde eden ve renklendirilmiş olanları tercih edilmelidir. Bu ürünler her 2-3 saatte bir ve her su teması sonrası yenilenerek kullanılmalıdır” önerisinde bulunmuş oldu.
Hedef, erken tanı ile daha iyi bir görünüm
Uzm. Dr. Kurt, melazma tedavisi hakkında şu detayları paylaştı:
“Melazma’da başlıca tedavi seçenekleri içinde hidrokinon, retinoid ve kortikosteroid kombinasyonu başta olmak suretiyle; azelaik asit, kojik asit, niasinamid, tretinoin, arbutin, askorbik asit, traneksamik asit, polypodium leucotomos eğreltisi, kimyasal ve enzimatik soyucular (peeling), kir mezoterapileri, plateletten varlıklı plazma (prp), lazer ve ışık tedavileri yer alır. Tedavi sonrası ise tekrarlama sık karşılaşılan bir durumdur. Erken tanı koyabilmek, tedavi ile daha iyi bir kozmetik görünüm sağlamak ve bunu uzun soluklu korumak temel hedefimizdir.”