Hormonların vücudu anne karnından itibaren kontrol ettiği bilinmektedir. Hormonal denge bozulduğunda birçok hastalık tehlikesi ortaya çıkar. Uzmanlara göre; Endokrin sistemin tüm kontrolü beyindedir. Beyindeki hipofiz bezi bunu salgıladığı hormonlar aracılığıyla kontrol eder. Bu kontrol bozulduğunda tahmin bile edemeyeceğiniz hastalıklarla karşılaşabilirsiniz.
Endokrin sistemin tüm kontrolü beyindedir. Beyindeki hipofiz bezi bunu salgıladığı hormonlar aracılığıyla kontrol eder. Endokrin sistem, hormonların sentezini ve salgılanmasını sağlayan endokrin bezlerden oluşur. Hormonun etkilediği organa hedef doku denir.
Hormonlar vücudu anne karnından itibaren kontrol eder. Cenin anne karnında büyüyüp geliştiği için vücut hormonların kontrolü altındadır. Hormonlar, bir organın çalışması için gerekli komutları ileten aracılardır. Hormonlar boy uzamasını, kemik büyümesini, ergenliği ve doğurganlığı belirler. Ayrıca hormonlar hastalık durumunda beyni uyarma görevini de yerine getirirler. Hormonal dengenin bozulması tüm vücut sistemlerini olumsuz etkiler.
Uzmanlar bu durumu şu şekilde açıklıyor;
Pankreasın endokrin hücrelerinin hasar görmesi, vücuda şeker girdiğinde verilmesi gereken insülin yanıtının bozulmasına yol açar.
Tiroid bezini bozan faktörler burada salgılanan hormonları da olumsuz etkiler.
Hormonları olumsuz etkileyen ve fonksiyonlarını bozan durumların başında endokrin bozucu kimyasallar gelmektedir.
Endokrin bozucular meme, prostat ve testis kanserlerine, obeziteye, diyabete, üreme hastalıklarına, ergenlik bozukluklarına, otizme, hiperaktiviteye ve zayıflamış bağışıklık sistemlerine neden olabilir.
Kimyasallar vücutta birikerek hormonları taklit eder. Yaygın sanayileşme ve teknolojik gelişmeler sonucunda kimyasal içeren birçok ürün yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Endokrin bozucular olarak da adlandırılan bu kimyasallar vücudun ürettiği hormonların salınmasına neden olur, miktarları hedef organa ulaşır ve oradaki etkilerini değiştirir. Üreme sistemlerini, tiroid ve pankreas fonksiyonlarını etkiler.
Bazı endokrin bozucular östrojen benzeri etki göstererek kadınlarda adet düzensizliklerine neden olabiliyor.
İyodu taklit eden ve iyot etkisi yaratan kimyasallar da tiroid fonksiyonlarını bozabilir.
Spor yapan kişilerin kas yapımını hızlandırmak için kullandıkları ilaçlar ve besin takviyeleri de içerdikleri kortizon ve büyüme hormonu nedeniyle endokrin sistemi bozabilmektedir.
İnsülin salgılanmasını bozarak şeker hastalığına neden olan maddeler de vardır. Çevre kirliliği de endokrin bozucular arasındadır.
Endokrin bozucular doğal ve kimyasal olarak ayrılır.
Fitoöstrojenler doğal endokrin bozucular arasındadır.
Sarımsak, soya fasulyesi, tahıllar, maydanoz, elma gibi meyve ve sebzeler bu fitoöstrojenlere örnektir.
Dokularda birikmeden vücuttan atıldıkları için yan etkileri yok denecek kadar azdır. Yoğun olarak tüketildiğinde önemli bir etki gösterirler.
Doğal endokrin bozucular, çoğunlukla östrojeni taklit ettikleri için kadınlarda üreme sistemini olumsuz etkileyebilir.
Zayıflatıcı bitki çayları veya fitoöstrojen içeren bitkilerden elde edilen gıda takviyeleri de doğal endokrin bozuculara örnek olarak gösterilmektedir.
Kimyasal endokrin bozucular günlük hayatta kullanılan hemen hemen her şeyde bulunur. Tarım, sanayi ve gıda ürünlerinde bulunurlar.
paketlenmiş gıdalar
Temizlik ekipmanları
İlaçlar
Ağır metaller
elektronik ürünler
Kir ve leke tutmayan kumaşlar
Yanmaz ve yapışmaz tencere ve tavalar
Makyaj malzemeleri
ve bu ürünlerin ambalajlarından alınan kimyasallar
Bu maddeler dokularda birikerek vücuda zarar verir. Etkileri uzun süreli ve kalıcı olabilir. Gen yapısını bozarak nesilden nesile aktarılabilen özelliklere sahiptirler. Bu maddeler çok düşük dozlarda dahi endokrin sistemi olumsuz etkileyebilmektedir. Özellikle anne karnında maruz kalınan kimyasallar bebekte ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
Özellikle çocukları uzak tutmak için bu maddeleri içeren ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. İşlenmemiş doğal beslenme alışkanlığını benimsemek, temiz kimyasal içerikli ürünleri tercih etmek ve mümkün olduğunca az endokrin bozucu kullanmak gerekiyor.