
Kalça ve diz kireçlenmesi, eklemdeki kemikleri kaplayan kıkırdaklı yapının çeşitli nedenlerle aşınması ve yıpranmasının, altındaki kemiğin deformasyona uğramış olmasına niçin olmasının tıbbi adıdır.
55 yaş ve üstü kişilerde kalça kireçlenmesi olduğunda bir yaş grubu hastalığı olarak değerlendirilir sadece doğuştan kalça çıkığı ve sonrasında kalça çıkığı olan hastalarda daha erken yaşlarda karşılaşılabilir.
Kalça ve diz kireçlenmesinin en belirgin emareleri ağrı ve bölgeyi tam olarak hareket ettirememektir. Hastalık ilk olarak bacakların ve kalça eklemlerinin yetersiz kullanımı şeklinde zaman içinde devam eden ağrı ile karakterizedir. Benzer emareler yaşıyorsanız; kalça yada diz kireçlenmeleriniz olabilir. Tedavisi ise PRP yöntemi ve kök hücre şekilleri ile mümkündür.
Bilhassa, diz ağrısının PRP ile tedavisi çoğu zaman ilk tercihtir. Kan damarlarında yaraları ve ağrıları iyileştiren hücreler vardır. Diz ekleminde bu hücrelerin yetersiz sayıda olması sebebiyle iyileşme süreci zorlaşır. Bu yüzden PRP yöntemi kullanılarak iyileşen kan hücreleri direkt olarak dizdeki kusurlu bölgeye enjekte edilir ve kısa süre içinde tedavi edilir.
PRP ile ağrılara uzun soluklu çözüm
PRP yöntemi öteki bir deyişle trombositten varlıklı plazmadır. Kanın pıhtılaşmasını elde eden trombositler aktive edilince iyileştirici proteinler salgılarlar. Bu sayede hasarlı dokular iyileşip yenilenmeye başlarlar. PRP tedavisinde kullanılan trombositler hastaların kendi kanlarından alınan numunelerinden ayrıştırılarak elde edilir ve kişilerin ağrı duydukları bölgelere enjekte edilir. Bu yöntem yardımıyla dokular iyileşerek kendilerini yeniler.
Bu tedavi yöntemi yardımıyla birden oldukca hastalık ve hastalıkların getirmiş olduğu ağrılar ortadan kaldırılabilir. Çoğu zaman PRP ile tedavi edilmesi uygun olan hastalıklar ise; kalça ve diz ağrısına sebep olan hastalıklar, omuz ağrısı, tenisçi – golfçu dirseği, ön çapraz bağ yaralanması ve ağrı şikayetleri, topuk dikenidir.
PRP ile tedavi yöntemi ne olursa olsun alanında uzman doktor ve tecrübeli ekibi tarafınca gerçekleştirilmelidir.
Hasta işlem sonrasındaki 3 ay yada 6 ay arkasından tabip tarafınca yeniden değerlendirilir. İhtiyaç halinde işlem yeniden edilir. Çoğu zaman ilk uygulamadan sonrasında hastalarda iyileşme gözle görülür şekilde belli olur. Yöntemin başarı oranı ise yüzde 80 ila 85 arasındadır. PRP yönteminde kullanılan etken madde kişinin kendi kanı olduğundan hiçbir yan tesiri yoktur. İşlem meydana getirilen bölgede oluşan kızarıklık ve şişlik müdahaleye gerek duyulmadan kendiliğinden geçecektir.
Kalça ve diz ağrısına kök hücre ile çözüm
Kök hücreler vücudumuzda hemen hemen dönüşmemiş, tüm organları ve dokuları oluşturan ana hücrelerdir. Doğumdan itibaren kök hücrelerimiz mevcut vücut yapımıza ulaşana kadar olan süreci tamamlar. Aktive edilmiş kemik iliği yada yağ kaynaklı mezenkimal kök hücreler, uygulama alanında biyoterapötik tepkileri başlatır. Hasarlı dokuda onarım ve yeni doku oluşumunu sağlarlar ve bir tür yara iyileşmesi görevi görürler.
Kök hücre tedavisinin yarar sağlamış olduğu hastalıkların başlangıcında; bozulmuş doku ve fonksiyonlara bağlı ağrılar gelir. Bu ağrıları bilhassa diz ağrısı ve kalça ağrısı olarak sıralamak mümkündür. Ağrıların arka planında bir çok kez eklem aşınmaları ya da sinir hasarları şeklinde sıhhat problemlerine rastlanabilir. Kök hücre tedavisi ise bozulmuş olan bu yapıları, gene vücudun kendi hücreleriyle onararak yenilenmeleri sağlanır.
Tedaviden sonrasında hastanın hissedebildiği ilk etkiye ortalama 1 ay sonrasında ulaşılırken, iyileşme süreci ilk 2-3 ayda kuvvetli bir tesir gösterir ve 6. ayda yavaş yavaş görevi tamamlar. Tedaviden sonraki 21 gün bilhassa önemlidir. Bu işlem esnasında kalça ve diz eklemine yük bindirmeden mümkün olduğunca dinlenmeye çalışılmalıdır. Bu dinlenme süresi, kök hücre tedavisinden en yüksek kür oranını elde etmek için önemlidir.
Kök hücre ile kişiye hususi tedavi mümkün
Yağ dokusu kök hücrelerden varlıklı dokulardan biridir. Bu işlem, ameliyathane şartlarında röntgen aleti desteğiyle görülerek yapılmaktadır. Çıkarılan yağ dokusu hususi olarak işlenir ve içindeki kök hücreler izole edilir. Bu işlem ortalama 1-2 saat sürer. Hazırlanan kök hücreler dizin ve kalçanın hasar görmüş olduğu ve hücrelerin iyileşmesi beklenen bölgeler verilir. Kıkırdak hasarı durumunda, kök hücrelerin yalnız hasarlı bölgede hareket etmesini ve ekleme yayılmamasını sağlamak kollajen yada hyalüronik asit bazlı taşıyıcılar ile hedeflenebilir. Kök hücreler vücudun kendi hücreleri olduğundan tedavinin amacı dokunun kendisini iyileştirmek ve yenilemektir.
Kök hücre ve PRP tedavileri arasındaki farklar
PRP ve kök hücreler değişik kaynaklardan gelir. PRP kanınızdan ayrılan trombositlerden yapılır. Burada gelişme ve iyileştirme faktörleri bulunur, tedavinizde kullanılmak amacıyla bu faktörler kullanılır. Kök hücreler, vücudunuzun değişik bölümleri (yağdan gelen kök hücreler) ve amniyotik kaynaklar dahil olmak suretiyle çeşitli ihtimaller içinde kaynaklardan gelebilir. Erişkin kök hücreler vücudunuzun birçok yerinde bulunur. Sadece kök hücre tedavisi gerektiğinde bu hücreler çoğu zaman vücut yağından ve kemik iliğinden elde edilir. Yağlı bölgeden hücreler vücut dışın alınır hususi işlemlerden geçirilerek diz ve kalça için uygun kök hücreleri ayrıştırılarak bölgeye uygulanır.
PRP ve kök hücre fark etmeksizin hangi yönteminin uygulanacağına ne olursa olsun alanında uzman doktor karar vermelidir.
doğru bir uygulama