“Rahim ağzı kanseri her 2 dakikada bir can alıyor”

0

Dr. Öğr. Üyesi Duygu Işıl Gencer, Ocak Ayı Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında uyarılarda bulunmuş oldu.

“CİNSEL YOLLA BULAŞAN BİR VİRÜSTÜR”

Rahim ağzı kanserinin Türkiye’de 3’üncü sıklıkta görülen jinekolojik kanser bulunduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Gencer, “Rahim ağzı (serviks) kanserinin sebebi Human Papilloma Virüs (HPV) denilen cinsel yolla bulaşan bir virüstür. HPV enfeksiyonlarının birçoğu bağışıklık sistemi tarafınca temizlenir. Fakat bilhassa HPV Tip 16-18 başta olmak suretiyle yüksek riskli onkojenik HPV tiplerinin rahim ağzındaki hücrelerde niçin olduğu displastik lezyonlar erken teşhis edilip tedavi edilmezse servikal kansere ilerler. HPV cinsel yolla bulaştıktan sonrasında rahim ağzına yerleşerek buradaki hücrelerde CIN1, CIN2, CIN3 denilen kanser öncüsü lezyonlara niçin olur. HPV’nin tip 6-11 olan bazı türleri ise genital siğillere niçin olur. Serviks kanseri; Türkiye’de 3’üncü sıklıkta görülen jinekolojik kanser iken tüm kanser türleri içinde 7’inci sırada yer alır” diye konuştu.

“HASTALIK 20’Lİ YAŞLARDA BAŞLAR”

Rahim ağzı kanserinin dünyada her 2 dakikada 1 kadının ölümüne niçin olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Gencer, “Rahim ağzı kanseri sıralama olarak meme ve kolorektal kanserden sonrasında 3’üncü olarak en sık görülen kanserler arasındadır. Devletimizde her gün 4 hanıma rahim ağzı kanseri teşhisi konulurken 2 hanım da rahim ağzı kanserinden yaşamını kaybetmektedir. Bu kanser türü için majör risk faktörleri başta HPV enfeksiyonu olmakla beraber bilhassa erken yaşta cinsel ilişki (20 yaştan ilkin), fazlaca sayıda cinsel eş, eşin fazlaca eşli olması (adamın başka eşlerinin olması), doğum sayısının fazla olması, fena hijyen, düşük sosyoekonomik düzey, sigara kullanımı, bilhassa vitamin C ve A, beta karoten ve folat eksikliği şeklinde yetersiz beslenme, klamidya şeklinde cinsel yolla bulaşan öteki enfeksiyonlardır. Serviks kanseri erken dönemde emare vermeyebilir. Hastalık 20’li yaşlarda hafifçe hücresel displazi ile başlayıp 40’lı yaşlardan sonrasında kanser aşamasına gelir. Bu yüzden kanser aşamasına ulaşmadan önce lezyonları yakalamak için rutin jinekolojik muayene esnasında alınan PAP smear ile kanser taramasına erken yaşlarda adım atmak gereklidir” diye konuştu.

DÜZENLİ TARAMALARLA ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN

Dr. Öğr. Üyesi Gencer, rahim ağzı kanserinde erken tanının önemine değinerek rutin kontrollerin aksatılmamasını vurgulayarak şunları ekledi:

“PAP smear, vajinal yolla ağrısız bir halde rahim ağzındaki akıntıdan bir fırça yardımıyla toplanan hücrelerin mikroskop altında patoloji tarafınca incelenmesidir. Gene benzer şekilde alınan HPV DNA testi ile birleştirildiğinde kanser tanısı koymak açısından oldukça güvenilirdir. Devletimizde ulusal kanser tarama standartlarına bakılırsa ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonrasında yada 21 yaşına gelindiğinde, 20-30 yaş arası 3 yılda bir; 30 yaş ve üstünde yılda bir ve ardışık 3 yıl negatif çıkması durumunda 3 yıl aralıklarla PAP smear testi yapılmasını öneriyor. 30-65 yaş grubundaki her hanım PAP smear ile beraber ne olursa olsun HPV testi yaptırmalı ve pozitif çıkan olgular tertipli aralıklarla PAP smear ile yeniden değerlendirilmelidir. Orta derecede ilerlemiş yada kanser aşamasına gelmiş lezyonlar daha çoğunlukla emare verir. Bu emareler; anormal vajinal kanama olmak suretiyle ilişki sonrası kanama, mens zamanı değilken düzensiz kanama yada lekelenme, fena kokulu akıntı, kilo kaybı, halsizlik, ilişki esnasında ağrı, kasık ağrısı, bacağa vuran ağrı, idrar yaparken ağrı ve kanama, dışkılamada ağrıdır. Kati tanı biyopsi ile konulur.

TEDAVİ, HASTALIĞIN EVRESİ VE ÇOCUK İSTEĞİNE GÖRE DEĞİŞİR

Rahim ağzı kanserinin tedavisinde en mühim faktörün hastalığın evresi bulunduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Gencer, şu detayları verdi:

“Tedaviyi planlarken öteki mühim unsur ise hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istemediğidir. Eğer kanser öncesi aşamada yada kanser erken evrede saptandı ise gelecekte çocuk istemi var ise uygun hastalarda LEEP, konizasyon yada rahim ve yumurtalıkları koruyarak köktencilik trakelektomi (lokal rahim ağzının çıkarılması) ameliyatı seçilir. Kanser ileri evrede iken tanı konuldu ise köktencilik histerektomi denilen rahim ve rahim ağzını kanserin yayılma riski olan çevre dokular ve lenf bezleri ile beraber geniş bir halde çıkarılır. Radyoterapi yada kemoterapi de tedaviye eklenmiş olur.”

HASTALIKTAN KORUNMANIN EN ETKİLİ YOLU HPV AŞISI

Dr. Öğr. Üyesi Duygu Işıl Gencer, bu kanserin önlenmesindeki en etkili birincil korumanın HPV aşısı bulunduğunu söyleyerek “Hanım ve adam cinsiyet gözetmeksizin ne olursa olsun her kişi 11 yaşından itibaren HPV aşısı vurulursa yüzde 100 kanserden koruduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Artık vatanımızda de bulunan ve 9 tip HPV içeren aşıyı, 15 yaş altı çocuklarımız 2 doz; 15 yaş üstü çocuklarımız ve cinsel etken olan her yaşlarındaki kişi 3 doz olarak vurulduğunda rahim ağzı kanserinden korunması mümkündür. Rahim ağzı kanserinin, PAP smear ve HPV DNA testleri ile tarama ve erken teşhis ile tam tedavisi mümkündür. Erken teşhis edilmesi için tertipli jinekolojik kontroller dikkatsizlik edilmemelidir. Kanserden korunmak için HPV aşısının yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde tertipli spor yapmak ve sıhhatli beslenmek, sigara kullanmamak, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korunmak açısından bilgili olmak önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cevap bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası