Pişmanlık yapıcı bir yetişkin duygusudur, sizi olgunlaştırır, size travmanızı tanıma sezgisini verir ve bunun tekrar olmasını önlemek için enerji sağlar, hatanızı düzeltmeniz için sizi motive eder, kaçmak yerine kabullenmeyle sonuçlanır.
Suçluluğu aşılmaz bir engel, yıkılmaz bir duvar olarak düşündüğünüzde, depresyona giden dikenli bir yolu tercih edebilirsiniz. Ancak suçluluk duygusundan kurtulmak sizin elinizde ve yapmanız gereken ilk şey geçmişi geçmişte bırakmak, kabullenmek, şimdiyi ve şimdiyi yaşamak.
Geçmişte yaşananlar oradadır, geri alınamaz, değiştirilemez ama yaşananlar ailenize bir şeyler katar, kişisel gelişim ve olgunlaşma sürecinize katkı sağlar.
Her hata size bir doğru öğretir ve hatalarınızdan ders çıkarma fırsatı verir. Hatanın bedeli ağır olabilir ama öğrettiği gerçek de bir o kadar değerlidir. Suçluluk, yalnızca onu yaratan deneyimin sonucu düşünüldüğünde ortaya çıkar. Ancak bu deneyim, başka olay, kişi ve durumların da dahil olduğu, hiçbir şeyin birdenbire ve sebepsiz olmadığı bir sürecin sonucudur.
Hayat, biri diğerinin nedeni veya sonucu olarak iç içe geçmiş deneyimlerden oluşur. “Bugünkü aklım olsaydı yapmazdım” gibi geçmişteki hatalarınızı düşündüğünüzde ve geçmişteki davranışlarınızla bugün aklınızı kazandığınızı fark ettiğinizde kapıları sonuna kadar aralayacak ve bırakacaksınız. içinde tutsak ettiğin suçluluk duygusu, bir daha geri dönmemek üzere gidecek. Ayrıca zihninizde bir mahkeme oluşturduğunuzda, kendinizi bir savcı gibi suçlayıp, bir yargıç gibi “Suçlusunuz ve bu cezayı hak ediyorsunuz” diye karar verdiğinizde, insan ve tanrısal olmayı bırakıyorsunuz. İstemeden Tanrı’ya atfedilen bir eylemi gerçekleştirmek bile suçun kefaretini gerektirir. Sizi üzen, üzen, üzen, kötü hissettiren her şey kefaret olabilir.