Hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarındaki negatif değişiklik, sigara ve alkol tüketiminin yanı sıra hava kirliliği, küresel ısınma, sanayileşme ve GDO’lu gıdalardaki artış şeklinde nedenlerden dolayı, ‘bahar yorgunluğu’ şikayetlerindeki görülme sıklığı da arttı. Hususi bir hastanenin Check-Up Görevli Hekimi Dr. Hizan Nur Nahiye Batı, mevzuya yönelik açıklamalar yapmış oldu. Bahar dönemlerinde havadaki elektrik yükünün artmasına bağlı olarak pozitif ve negatif yüklü iyonların artmasının insan biyoritmine pozitif/negatif tesiri bulunduğunu belirten Batı, şu ifadeleri kullandı: “Mevsim geçişlerinde vücudumuzda hormonal değişimler meydana gelmektedir. Bu durumun genel emaresi bitkinlik olarak kendini izah edebilir. Bahar döneminde ise vücudumuz daha etken olmamızı sağlayacak hormonlar salgılanmasına rağmen, eğer kişide vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu var ise vücut buna aynı uyumu gösteremeyebilir ve bitkinlik hissi artabilir.
“BAŞKA BİR SORUN OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR”
Bu yorgunluğu, bahar yorgunluğu saysak bile, uzun devam eden yorgunlukların ciddiye alınması, altta yatan başka bir problem olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Bazı dönemlerde kafi gıda alınmaması, vitamin ve minerallerin tamamlanmamış kalması, tiroit bezinin emek verme düzensizlikleri, gerilim, kalp, enfeksiyon hastalıkları, sigara kullanılması bitkinlik emarelerini artıran unsurlar olarak sıralanıyor. Bu yüzden tertipli kontrollerimizi aksatmamak, yılda bir sefer check-up yaparak, genel vücut sağlığımız denetim ettirmek bizleri kronik ve dirimsel risk oluşturan hastalıklardan koruyacak ve erken teşhis olanağı elde edecektir.
“UZUN SÜREN BELİRTİLERDE MUTLAKA UZMAN BİR HEKİME BAŞVURMAK İHMAL EDİLMEMELİDİR”
Bahar dönemlerinde kişide enerji yoksunluğu, bitkinlik, isteksizlik, uyku sorunları, sabah uyanamama, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, dikkat eksikliği şeklinde emarelerle ortaya çıkabilen tablonun dikkatsizlik edilmemesi gerekir. Zira bedenimiz anemi (kansızlık), tiroit hastalıkları, fibromiyalji, karaciğer ve böbrek hastalıkları, akciğer ve kalp hastalıkları, kanser, kan hastalıkları, depresyon ve anksiyete bozuklukları, iş, aile ve toplumsal yaşantıyı etkileyen ruhsal bozukluklar şeklinde değişik hastalıkların semptomlarını gösteriyor olabilir. Bu yüzden uzun devam eden emarelerde kesinlikle uzman bir hekime başvurmak dikkatsizlik edilmemelidir.
“TİROİT HASTALIKLARININ BU DÖNEMDE ARTTIĞINI BİLİYORUZ”
Ek olarak bahar döneminde birçok kişide gastrit şeklinde mideye bağlı rahatsızlıklar gözlenebilir; depresyon, uyku sorunları, sinirlilik ve anksiyete şeklinde duygu durum değişimleri; baş dönmesi ve dengesizlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve cilt döküntüsü görülebilir. Bahar yorgunluğunda görülen mühim hastalıkların başlangıcında kalp damar hastalıklarında artış ve gerilim düzensizliği gelir. Isı ve rutubet değişimleri ile beraber nefes darlığı ve akciğer hastalığı olan kişilerde yakınmalarının arttığını görebiliriz. Bahar yorgunluğu yakınmaları hipotiroidi ile tiroit bezinin azca çalışmasıyla oldukca benzerlik gösterir. Ek olarak tiroit hastalıklarının bu zamanda arttığını biliyoruz. Bu yüzden tiroit tetkiklerinin yapılması oldukca ehemmiyet arz etmektedir.
“SOFRALARDA SEBZE VE MEYVEYE YETERİNCE YER AYIRMAK GEREKİYOR”
Son birkaç senedir bahar dönemine denk gelen Ramazan ile beraber bahar yorgunluğu şikayetlerinde de artış görüyoruz. Doğru bir beslenme düzeni ile bu zamanda yaşam kalitemizi ve konforumuzu artırabiliriz. Bu zamanda vitamin ve mineral dengesine daha da dikkat etmek gerektiği için, sofralarda sebze ve meyveye yeterince yer ayırmak gerekiyor.
“2-2,5 LİTRE SUYU DENGELİ ŞEKİLDE GÜNE YAYARAK İÇMEK GEREKİYOR”
Bilhassa C ve B grubu vitaminler, potasyum, magnezyum ve çinko açısından varlıklı gıdaları bol miktarda tüketmek gerekiyor. Günde 2-2,5 litre suyu dengeli şekilde güne yayarak içmek gerekiyor. Beyaz un ve şeker oranı yüksek olan besin tüketimini azaltırken, oldukca ağır ve yağlı yemekler yerine sebze ağırlıklı yiyecekleri tercih etmek gerekir. Sıhhatli bir kahvaltı güne iyi ve enerjik adım atmak için yararlı olacaktır. Balık ve belli oranda bilhassa ceviz ve fındık olmak suretiyle kuru yemişler tercih edilmelidir.”
