Düzgüsel yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin çoğunlukla başvurduğu destek üreme tekniği olan tüp bebek tedavisine son yıllarda yoğun bir ilgi var. Türkiye ise hem doktorlarının deneyimleri hem de tedavide kullanılan üst düzey teknolojiler sebebiyle dünya üstünde tercih edilen on ülke içinde yerini alıyor. Yurt dışından Türkiye’ye tüp bebek tedavisi için yoğun bir göç bulunduğunu belirten Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, tedaviye duyulan ihtiyaca dikkat çekti. Günümüzde her 6 çiftten birinin tüp bebek tedavisine başvurduğunu söyleyen Turan, bu durumun nedenlerini sıraladı.
Üreme gelişimini kısıtlayan nedenler
Genetik ve dış etkenler sebebiyle üremede destek tekniklerinin çoğunlukla kullanılmaya başlandığını ifade eden Prof. Dr. Volkan Turan, “Öncesinden her 11 çitten biri kısırlık durumuyla karşılaşıyordu. Bu oranın son yıllarda her 6 çiftten bir çifte kadar düştü diyebiliriz. Bu durumun belli başlı sebepleri var. Bilhassa düzensiz beslenme maalesef hanım ve adamların üreme gelişimini kısıtlıyor. Fena beslenme hanımefendilerin yumurta rezervlerini daha süratli düşürebiliyor. Adamların ise sperm standardını düşürebiliyor. Çocuk yapmayı ertelemek de yumurta standardını etkiliyor. Şu sebeple çiftler ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olmaya karar veriyor ve bu da çiftlerin düzgüsel yollarla çocuk sahibi olması zorlaştığından daha fazlaca tüp bebek tedavisine başvuruyorlar” dedi.
Başarı oranı yüzde 40
Tüp bebekte 5. gün transferleri sonrasında başarı oranlarının yüzde 40 civarında bulunduğunu belirten Turan, bu oranın düşük olmasının en büyük sebebinin ise annenin yaşı bulunduğunu kaydetti. Anne yaşı bilhassa 47’nin üstünde olduğu süre bir çok hastayı tedaviye almadıklarını kaydeden Turan, “Anne yaşı ilerledikçe başarı elde etmek için toplanan yumurta sayısı da artıyor. Sadece yaş ilerledikçe de hanımefendilerin yumurta sayısında bir azalma meydana geliyor. Bu ters orantı sebebiyle tüp bebek başarı oranları da düşebiliyor” dedi.
Tüp bebek başarı şansını engellemiş olan durumlar
Tüp bebekte başarısızlık yaşanmasına tesir eden faktörleri sıralayan Turan, “Tüp bebeğin başarı oranını embriyo ve rahim belirliyor. Embriyoda en sık görülen problem genetik bozukluktur. Mitokondrinin DNA’sındaki herhangi bir mutasyon başarısızlıkla sonuçlanıp embriyonun daha erken sürede kaybedilmesine niçin olabiliyor. Düzgüsel embriyoyu bulmaya çalışıyoruz ve ona gore transferi gerçekleştiriyoruz ve başarı şansını arttırmaya çalışıyoruz. Rahimde ise bilhassa bazı hastalıklar ön planda. Bunlardan biri rahim çatlağı. Bu çatlaklara bağlı rahimde tane kanı birikebiliyor ve rahim sünger şeklinde oluyor. Yumuşuyor ve çocuğun tutunmasını engelliyor. Kimi zaman de rahim, embriyoyu yabancı cisim şeklinde algılayabiliyor ve reddedebiliyor. Ek olarak tiroid hastalıkları, süt bezi hormonu ile ilgili bazı bozukluklar, rahim şekli bozuklukları ve rahimdeki enfeksiyonlar tedaviyi başarısızlığa uğratabiliyor. Bu bozukluklar tedavi edildikten sonrasında meydana getirilen transferlerde başarı oranını arttırmak mümkün” diye konuştu.
Tüp bebek tedavisinde Türkiye’nin dünya üstündeki ilk 10 ülkeden biri bulunduğunun altını çizen Turan, “Vatanımızda en üst teknoloji kullanılıyor. Başarı oranları da buna bağlı olarak oldukça yüksek. Elimizdeki teknoloji, spermi 6 bin kere daha çok büyütüp, daha iyi spermlerin seçilmesini sağlıyor. Tekrarlayan embriyo kalitesizliği olan hastalarda kullandığımız teknoloji ile de iyi yumurtanın iyi ipliklerini gözlemleyip, ona gore spermi yumurtanın belli bir yerinden yerleştirebiliyoruz. Bunun haricinde daha öncesinde düşük yapmış olan hastalarda genetik seçimli düzgüsel embriyoyu bulup, ona gore aktarma yapmış olup başarı şansını arttırıyoruz. Tüm bu imkanların üst düzey teknolojilerle verilmesi ve yurt dışındaki ülkelere gore daha uygun fiyatlara yapılıyor olması ülkemize yoğun bir hasta göçü olmasını sağlıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
