Uzmanı uyardı, doğru olmayan diyet kilo almanıza neden olabilir

0

MAÜ Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Basri Cenk, karbonhidrat, protein ve yağ gıda ögelerinin vücutta oldukça sayıda mühim yapısal ve işlevsel görevleri bulunduğunu belirterek, “Bunların bir kısmının neredeyse tamamen yasaklandığı yada bir kısmının sınırsız şeklinde önermiş olduğu rejim modelleri dengeli beslenmeden ve sürdürülebilir olmadan uzaktır. Bu tür rejimler kısa vadede kilo verdirse bile uzun solukta hem sürdürülemez ve verilen kilolar geri alınabilir hem de çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.

“Karbonhidrattan kısıtlı beslenme depresyona yol açabilir”

MAÜ Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Basri Cenk, “İnsan hücresinin ve vücudunun yapısında karbonhidrat (şeker), lipid (yağ) ve proteinler oldukça oranda bulunmaktadır. Bu gıda ögelerinin oldukça sayıda mühim yapısal ve işlevsel görevleri vardır. Bunların bir kısmının neredeyse tamamen yasaklandığı yada bir kısmının sınırsız şeklinde önermiş olduğu rejim modelleri dengeli beslenmeden ve sürdürülebilir olmadan uzaktır. Bu tür rejimler kısa vadede kilo verdirse bile uzun solukta hem sürdürülemez ve verilen kilolar geri alınabilir hem de çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir. Mesela karbonhidrattan kısıtlı beslenme depresyona yol açabilir. Biyokimyasal olarak, vücutta şeker, yağ ve protein kısıtlı oranda birbirine dönüşebilir. Sadece bu dönüşüm, dirimsel fonksiyonları korumak için oldukça kısıtlı oranda ve kısa vadeli bir çözümdür. Uzun soluklu gıda kısıtlamaları çeşitli ciddi hastalıklara yol açabilir. Dengeli, organik ve içeriğinden güvenilir olunan bir beslenme ile sıhhatli ve uzun soluklu bir yaşam tarzına kavuşulabilir. Tüm bu gerçeklere karşılık, ciddi protein, yağ yada karbonhidrat kısıtlamaları içerebilen, ketojenik ve protein benzeri rejimler nereden ortaya çıkıyor. Bu tür rejim önerileri çoğu zaman kronik, ağır hastalıklarda vücutta oluşan kusurlara karşı tedbir olarak ortaya çıkıyor” diye konuştu.

“Her insana ısrarla aynı önerileri yapmak yanlış olabilir”

Doç. Dr. Hasan Basri Cenk, rejimlerde olması ihtiyaç duyulan özelliklerden bahsederek, “Hücre ve gövde yapımıza, gereksinimlerimize uygun olmalıdır. Dengeli olmalıdır. Aşırılıklardan, keskin yasaklardan, gereksinimlerimize aykırı önerilerden uzak olmalıdır. Sürdürülebilir olmalıdır. Dönemsel olmamalıdır. Yaşam tarzına dönüşebilmeli, daima averaj bir şekilde uygulanabilir olmalıdır. Bireysel, kültürel, bölgesel farklılıkları dikkate almalıdır. Dünyanın her bölgesine ve bir bölgedeki her insana ısrarla aynı önerileri yapmak yanlış olabilir. Genel hatları doğru belirlenmiş, bilgileri bireyselleşmeye uygun olmalıdır. Vücudun gereksinim duyan makro ve mikro gıdaları ve suyu kafi ve organik şekilde almamızı sağlamalıdır” dedi.

“Sıhhatli insanlara aynı modeli önermek doğru değildir”

Cenk, diyabette, epilepside, diyalize bağımlı böbrek yetmezliğinde bazı gıda öğelerinin kısıtlaması gündeme gelebileceğini belirterek, “Fenilketonüri ve benzeri birçok doğumsal metabolik hastalıklarda, gluten enteropatisinde hususi beslenme biçimleri önerilebilir. Fakat bu tavsiyeler tedavinin bir parçasıdır ve hastalarla sınırlıdır. Sıhhatli insanlara aynı modeli önermek doğru değildir. Sıhhatli insanlara tavsiye edilen kısıtlı rejimler uzun solukta yarar yerine zarar verecektir. Ketojenik rejimler bir sıhhat profesyoneli tarafınca uygulanmadığında kısa vadede ağırlık kaybı sağlıyor şeklinde görünse de uzun solukta dehidratasyona, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara yol açabilir. Tek bir makro gıda ögesinin yoğunlukta tüketildiği hiçbir rejim türü sıhhatli ve sürdürülebilir değildir. Sıhhatli beslenmede amaç dengeyi ve çeşitliliği sağlamaktır. Ketojenik diyetin ortaya çıkış amacı da kilo vermek değil, ağır epilepsi hastası olan çocuklarda tedaviye destek olmaktır” ifadelerini kullandı.

“Hastalıklara giden süreçler tetiklenir”

Cenk, temel gıda ögelerini fena ve yasaklı göstermek yerine, organik ve sıhhatli kaynaklardan kafi miktarlarda alımını teşvik etmek daha doğru olacağını belirterek, “Mesela, yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren aşırı işlenmiş bir besinden karbonhidrat alımı yerine, organik, lifli ve karmaşık yapılı bir tahıl, bakliyat, sebze yada meyveden kafi oranda karbonhidrat alımı önerilmelidir. Bu sayede kan şekeri hızlıca yükselmez. Glikoz toleransı bozulmaz. Hastalıklara giden süreçler tetiklenmez. Hücrelerin, dokuların, organların ve sistemlerin yapısı korunur. Sürdürülebilir rejim modeli olarak taze meyve, sebze ve tam tahıllardan varlıklı, sıhhatli yağ deposu olarak zeytinyağının önermiş olduğu Akdeniz rejimi hastalıklardan korunmada oldukça önemlidir. Koruyucu hekimlik için; organik yapılı, dengeli ve kafi oranda beslenmeyi içeren sıhhatli bir rejim modeli yaşam tarzına dönüştürülmeli ve daima sürdürülmelidir. Bu prensipler çerçevesinde her şahıs tavsiye edilen tüm rejim modellerini inceleyerek en doğru sonucu kendisi verebilir” şeklinde konuştu.

Cevap bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası