Kardiyoloji Uzmanı Dr. Koroner kalp hastalığının soğuk havalarda sıklıkla görüldüğüne işaret eden Okan Ünlüer, “Araştırmalar, kış aylarında azalan aktivite ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak kan kolesterol düzeylerinin yükseldiğini gösteriyor. Bunun nedeni, soğuk havanın kan damarlarının kasılmasına ve daralmasına neden olarak damarlara giden kan akışını azaltması ve dokulara daha az oksijen göndermesidir. Vücutta kan basıncı yükseldikçe, soğuk havalarda kan pıhtılarının oluşumu artma eğilimi gösterir.
Bir diğer ciddi faktörün de kış aylarında kirli hava olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Ünlüer şunları söyledi:
“Egzersiz yaptığınızda vücudunuzun oksijen ihtiyacı artar. Soğuk havalarda dokulara iletilen oksijen miktarı azalır. Bu ikili etki nedeniyle, kalbiniz teste tabi tutulur. Ayrıca kış aylarında hava kirliliğinin arttığı da bir gerçektir. Kirli havayı solumak, özellikle şehir merkezlerinde veya kömür ve odun yakılarak ısıtılan alanlarda büyük risk içerir. Ancak bu, hareketsiz kalmak, spor hayatından uzaklaşmak anlamına gelmez. Bunun yerine, bir süre kapalı alanda antrenman yapmak daha uygun olur.
KALP SAĞLIĞI İÇİN BU ÖNLEMLER ALINMALIDIR
özellikle Ünlüer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kalp ve damar hastaları kalp hastalığına karşı dikkatli olmalı. Kalp hastalığı oldukça sessiz ilerleyip aniden gelişebilir ve bir kriz yaşayana kadar sağlığınızda bir sorun olduğunun farkında olmayabilirsiniz. Sigara içenler, sağlıksız beslenenler, hareketsiz yaşam tarzı sürdürenler ve ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlar risk grubunda olanlara göre daha dikkatli olmalıdır. Soğuk havalarda daha dikkatli olmalı ve kendilerini korumalıdırlar. Kış mevsiminde nezle ve grip vakalarının sık görüldüğü bir dönem olan gripten sonra kalp krizlerinin arttığını gösteren araştırmalar var. Ayrıca grip tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kalp krizi riskini artırabilir. Elbette hava sıcaklığını değiştiremiyoruz ama sigarayı bırakmak, daha aktif bir hayat sürmek, düzenli kardiyolojik kontroller yaptırmak, aç veya tok karnına ağır efor sarf etmemek, ilaçsız ilaç kullanmamak sizin elinizde. bir kardiyoloğa danışmak ve kilo kontrolü.”
Soğuğa maruz kalmanın ve soğukta geçirilen süreyi sınırlandırmanın uygun olacağını belirten Uzm. Ünlüer, “Dışarı çıkacaksanız iyi giyinmeniz gerekiyor; özellikle baş, boyun ve eller örtülmelidir. Aktiviteler ve egzersizler molalarla ve daha yavaş yapılmalı, aşırı terlememeye ve susuz kalmamaya özen gösterilmelidir. Kalp için alınan ilaçlar varsa bunların düzenli olarak kullanılmasına özen gösterilmelidir. Atacağınız adımlar sağlıklı bir kış geçirmenize yardımcı olacaktır.
DEPREM MAĞDURLARINA HİPOTERMİ UYARISI
Kış mevsiminde bahsedilebilecek bir diğer tehlikenin de hipotermi olduğunu belirten Uzm. Ünlüer, “Vücut ısısının 35 derecenin altına düşerek kalp, sinir sistemi ve diğer organların çalışmamasına hipotermi diyoruz. Hipotermi, tedavi edilmediği takdirde kalp yetmezliğine ve ölüme yol açan bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri zayıf nabız, geveleyerek konuşma, titreme ve kafa karışıklığını içerir. Özellikle Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve diğer illeri de etkisi altına alan sismik afette depremzedeler için hipotermi tehlikesi bulunuyor. Hipotermisi olan kişiler titremeden sırtüstü pozisyonda tedavi edilmelidir. Sert müdahaleler ölümcül ritim bozukluklarını tetikleyebilir.
özellikle Okan Ünlüer, “Vurgulamamız gereken bir diğer konu da deprem anında ve sonrasında sakin kalabilmek. Adrenalin vücutta salgılandığında kalp daha hızlı atar, kan dolaşımı hızlanır ve kan basıncı yükselir. Bu durumda kalbe gerekli kan akışı sağlanamayabilir. Depremle aşırı stres ve korku yaşayan bir insanda kan kalbe ve beyne ulaşmayabilir. Bu kalp krizi veya felce yol açar. Afetlerde ve hayatımızın diğer her alanında stresle baş edebilmek bu açıdan hayati önem taşıyor” dedi.