Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Sıkıntılı, üst solunum yolu enfeksiyonları insanlarda en fazla görülen solunum yolu hastalığı bulunduğunu söylemiş oldu. Erişkinlerde yılda averaj 2-4 kez, çocuk yaş grubunda her yıl averaj 6-10 kez kadar üst solunum yolu enfeksiyonu görülebileceğine işaret eden Sıkıntılı, “Öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, boğaz ağrısı ortaya çıkar. Viral ve bakteriyel mikroorganizmalar, üst solunum yolu enfeksiyonlarının nedenidir. Mesela, mevsimsel gribe yol açan influenza virüsleri ise ekim ve kasım aylarında sık görülmektedir. RSV ve korona virüs ise kış aylarında daha sık görülmektedir. Alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan tüm bu virüsler; bilhassa kış aylarında kapalı bir derslik ortamında eğitim alan okul öncesi ve okul çağı çocuklarda sık sık hastalanmaya niçin oluyor. Ağır geçen ve sık tekrarlayan hastalık süreci; ailelerin işe, evlatların ise okula devamlılığını sekteye uğratıyor. İyileşme süreci de bir o denli uzun sürüyor, tam iyileştim derken bir başka virüs kaynaklı hastalığa yakalanan bireyler ise ‘süper gripten’ nasibini almış oluyor” dedi.
“Üst solunum yolu enfeksiyonları, astım ve KOAH hastalığı olan bireylerde atakların alevlenmesine sebep olabilir”
Dr. Duygu Sıkıntılı, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Viral enfeksiyona bakteriyel enfeksiyonların eklenmesi, burun akıntısının sarı-yeşil renge dönmesi, ateş ve öteki klinik bulguların ağırlaşmasıyla anlaşılır. Normalde 7-10 gün içinde kendiliğinden sonlanan bu hastalık, çocuklarda akut sinüzite ve akut orta kulak iltihabına sebebiyet vererek karışık hale gelebilmektedir. Bağışıklığı zayıf bireylerde enfeksiyonun yayılması ile bronşit ve zatürre benzer biçimde alt solunum yolu hastalıkları görülebilmektedir. Ek olarak; üst solunum yolu enfeksiyonları, astım ve KOAH hastalığı olan bireylerde atakların alevlenmesine sebep olabilir.”
“Propolis, muhteviyatında bulunan kıymetli fenolik ve flavonoid bileşimi yardımıyla, antiviral, antibakteriyel, antimikrobiyal etkilere haiz”
Naturel takviye edici gıdalarının bu şekilde durumda ehemmiyet kazandığına işaret eden Sıkıntılı, “Rahat bir nezle benzer biçimde başlamış olan hastalık süreci, daha ağır ve daha uzun seyrettiğinden bilhassa mevsim geçişlerinde ve kış döneminde beslenmeye ek olarak organik takviye edici gıdaların kullanımı ehemmiyet kazanıyor. Bu bakımdan, antioksidan vitamin ve minerallerden varlıklı kafi ve dengeli beslenmenin yanında C vitamini, D3 vitamini, Anadolu propolisi, çinko minerali içeren takviye edici gıdaların günlük beslenmeye eklenmesini tavsiye ediyorum. Pandemi döneminde ise, iyi bir propolis özütünün değerinin daha iyi anlaşıldığını düşünmekteyim. Arılar, bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından toplamış olduğu reçinemsi maddeleri, balmumu ve kendi tükürük enzimleri ile birleştirerek propolisi üretirler. Arıların kovanlarını korumak için ürettiği propolis, muhteviyatında organik olarak bulunan kıymetli fenolik ve flavonoid bileşimi yardımıyla, antiviral, antibakteriyel, antimikrobiyal etkilere haizdir. Minimum yüzde 10 oranında saf Anadolu propolisi içeren bir özütten, evlatların günde 10-40 damla, 11 yaş ve üstü yetişkinlerin ise günde 20-80 damla tüketilmesi önerilmektedir” ifadelerini kullandı.