01-07 Ocak 76. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası dolayısıyla açıklamada bulanan Denizli İl Sıhhat Müdürlüğü Verem Cenk Dispanseri Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, veremin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkati çekti ve erken tanı, doğru ve tertipli tedavi ile hastaların tümüyle iyileşebildiğini söylemiş oldu. Verem hastalığının, “mycobacterium tuberculosis” adı verilen bir basil tarafınca oluştuğunu ifade eden Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, hastalığın solunum kanalıyla bulaştığını belirtti. Türkiye genelinde 2021 yılı verem hastalığı insidansının yüzbinde 10.7, Denizli’de ise 2021 yılı insidansın yüzbinde 5.6 bulunduğunu sözlerine ekleyen Abdüloğlu, Denizli’de 2022 senesinde Verem Cenk Dispanserinde 100 yeni tüberküloz hastası tespit edilldiği ve devam eden 34 tedavideki hasta ile beraber toplam 134 hastanın takip edeni yapıldığını söylemiş oldu.
“Eğer tanı da gecikilirse bir yıl içinde hasta olan şahıs, 10-15 kişiye bu hastalığı bulaştırmaktadır”
Hastalık hakkında mühim açıklamalarda bulunan Abdüloğlu, “Tüberküloz aileden genetik (ırsi) olarak geçmez. Tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Binlerce senedir var olduğu malum bu mikrop, hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, hitabı esnasında oluşan damlacıklar içinde havaya atılır. Tüberküloz basilinin içinde bulunmuş olduğu bu damlacıkların solunması ile sıhhatli bireyler enfekte olur. Enfekte olan her kişide kesinlikle hastalık gelişmez. Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta uyur durumda kalır ve vücut direncinin düşmüş olduğu aniden hastalık oluşturur. Verem mikrobunu alan şahıs, direnci fikir hasta olduğu vakit, eğer erken tanı ve tedavi olursa tamamen iyileşmektedir. Eğer tanı da gecikilirse bir yıl içinde hasta olan şahıs, 10-15 kişiye bu hastalığı bulaştırmaktadır. Bu yüzden erken tanı ve tertipli tedavi bu hastalıkta fazlaca önemlidir” dedi.
“Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür”
Tüberkülozun her organda görülebildiğini dile getiren Abdüloğlu, akciğer tüberkülozunda hastalığın belirtilerinin genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak suretiyle iki grupta toplanabildiğini vurgulayarak şu şekilde konuştu;
“Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki senedir. Bulaşma açısından en riskli kişiler hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile fertleri ve yakın emek harcama arkadaşlarıdır. Kaşık, çatal, bardak benzer biçimde yiyecek gereçleri, giysiler, çarşaflar benzer biçimde eşyalarla bulaşma olmaz. Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür. Bu yüzden insanların kalabalık olarak yaşamış olduğu, havalanması yetersiz, güneş girmeyen ortamlar bulaşma için en riskli ortamlardır. Genel yakınmalar; bilhassa akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki-üç haftadan uzun devam eden öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ve sırtta ağrı, nefes darlığı ve ses kısıklığıdır. Yakınmalar çoğu zaman hafifçe adım atar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç başvurabilir. Bu durum hastalığın daha fazlaca yayılmasına ve tutulan organın daha çok tahrip olmasına sebep olur” şeklinde konuştu.
“Hedefimiz, veremsiz bir Denizli ve veremsiz bir Türkiye oluşturmaktır”
Hastanın tedavisinde tertipli ilaç kullanılmasının önemine değinen Dr. Abdüloğlu, “Ayrıca hasta çevresine basil saçar ve daha fazlaca kişinin infekte olmasına niçin olur. Tüberküloz tanısı balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları tüberkülozdan şüphelenmeyi sağlar. Hastadan alınan balgam yada öteki materyaller laboratuvarda incelenir. Tüberküloz basilinin görülmesi ya da ekilen kültürde basil üremesiyle tanı kesinleşir. Tüberkülin deri testi (TDT), PPD, kişinin daha ilkin tüberküloz basiliyle karşılaşıp karşılaşmadığını gösteren bir testtir. Kişinin PPD sinin (+) olması verem hastası olduğu anlamına gelmez, bir tek verem mikrobu ile karşılaştığını gösterir. Tüberküloz tedavisinde hastalarının minimum altı ay tertipli ilaç içmelerini sağlamak fazlaca önemlidir. Dünya Sıhhat Örgütü, tedavi başarısını arttırmak için, tüberkülozlu hastaların her doz ilacının bir sıhhat çalışanı yada eğitilmiş bir gönüllü tarafınca içirtilmesini esas almaktadır. Devletimizde de “Direkt Gözetimli Tedavi” uygulanmaktadır. Direkt gözetimli tedavi, hastanın iyileşmesini garantilediği benzer biçimde bulaşmayı önleyerek toplumun korunmasını da sağlamaktadır. Verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri, tedavi, ilaçlar ve takip parasızdır. Hedefimiz; veremsiz bir Denizli ve veremsiz bir Türkiye oluşturmaktır” ifadelerini kullandı.