
Yaşlılar ve yapması gerekenlerle ilgili toplumsal olarak oluşturulmuş algıların, ön yargıların, kimi zaman ayrımcılığı da bununla beraber getirdiğine dikkat çeken Uzman Psikolog Davet Kuşçu, “Yaş ayrımcılığı genel bir ifadedir. Kimi vakit küçüklere, kime vakit gençlere, kimi vakit da yaşlıları hedef alır. Bilhassa yaş ayrımcılığı, çoğunlukla yaşlılara yöneliktir. Fakat her türlü ayrımcılık, ayrıştırıcı tutumu bununla beraber getirir” şeklinde konuştu.
“Yaş ayrımcılığı değişik düzeylerde yapılıyor”
Ayrımcılığın kişisel, kültürel ve yapısal olmak suretiyle üç düzeyde yaşandığına değinen Uzman Psikolog Kuşçu “Kişisel düzeye baktığımızda yaşı ilerlemiş kişilere karşı ayrıştırıcı bakısı açısı belirleyicidir. Bunun sebebi de kişinin içinde yetiştiği, sosyalleştiği toplumun yaşlılara karşı negatif bakış açısıdır. Yaşlılığı bir engel olarak algılarlar. Dolayısıyla o engeli de sık sık yaşlıya hatırlatmaya çalışırlar. Kültürel düzey o kültürün yaşlıya görüş açısı toplumsal medya, yazılı medya ile çevreye negatif lanse edilmesiyle ile ilişkilidir. Dans eden ileri yaşlı birini görmek keyifli gelse bile şaşırtıcı bulunmasıyla ilgili haberler yapılır. Yapısal düzeyde ise kurumsal ve politik kurumların yaşlılara yönelik yapılanmaması ve dolayısıyla hizmet eksikliği, yetersiz hizmet verme sürecini ifade eder” dedi.
“Yaş yetmiş iş bitmiş mi?”
Yaş ayrımcılığının belirli basmakalıp düşünceler sürecinde kendini gösterdiğini ifade eden Psikolog Kuşçu “Çoğu zaman yaşlılarla ilgili yaygın olarak kullanılan; onlar aslına bakarsanız eski kafalı, kendi yaşamlarını idam ettiremezler, unutkanlar, huysuz ve umarsızlar benzer biçimde düşüncelere ek olarak atasözlerimiz ve deyimlerimizin de bu ayrımcılığı desteklediğini görüyoruz sözgelişi ‘elin ermez gücün yetmez’, ‘ununu elemiş aslına bakarsanız’, ‘yaş yetmiş iş bitmiş’, ‘yaşından başından, ak saçlarından utan’ benzer biçimde deyim ve atasözlerimiz bulunduğunu biliyoruz” diye konuştu. Psikolog Kuşçu, benzer şekilde gençlerin de “sırf genç oldukları için fikirlerine ehemmiyet ve saygı duyulmaması, hakir görme, bazı fizyolojik kusurlarla ilgili, deneyimsiz olma ile ilgili söylemler” yöntemiyle negatif ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi.
“Ayrımcılık, karşılıklı empatiyle azaltılabilir”
Yaş ayrımcılığına maruz kalan bireylerin toplumsal ortamlardan, insanlardan uzaklaşma yaşayabileceğine ve fizyolojik yada finansal açıdan zarar görebileceğine dikkat çeken Psikolog Kuşçu “Örnek olarak miras davaları yüzünden ruhsal baskı altında kalabilirler. Yaşlı olmak bununla beraber fizyolojik hastalıkları da getirmiş olduğu için bakıma muhtaç olma süreci ve aileyle ilgili, toplumsal çevrenin yetersiz ilgisinden dolayı da yaşlı kişinin dikkatsizliğine yol açabilir. Bu tür problemler yaşamak bireyde ruhsal travma, depresyon süreci ve daha ilerisi intihar eylemiyle bile sonuçlanabilir” dedi. Bu yüzden gençlerin, yaşlıların deneyimlerinden yararlanıp, onları anlaması; yaşlıların ise bir zamanlar genç olduklarını, zaman içinde tecrübe kazandıklarını hatırlaması şeklinde karşılıklı empatiyle ayrımcılığın azaltılabileceğini söylemiş oldu.
“Adil gelir ve güvenlik hakları oldukca mühim”
Psikolog Kuşçu, yaş ve yaşlı ayrımcılığının iyi mi ortaya çıktığını ise “Ruhsal olarak baktığımızda bazı kişiler, kendi yaşlanmalarından kaygı duyarlar. Yaşlılık, onlara ölümü hatırlatır. Azca ömrü kalan kişilerin çevreye yararının azca ya da asla olmadığını düşünürler. Sosyolojik olarak bakıldığında idrak, tüm toplumlarda üretken, dinamik, enerjik ve verimli olanlar gençlerdir. Yaşlılıkta bu özelliklerin kaybedilmeye başlandığını, dönem farkının da etkisiyle yaşlılara yönelik davranışlar geliştirilmesine neden olur” sözleriyle deklare etti.
Yaşlı bireylerin kendi başına ayrımcılıkla baş edebilmelerinin zorluğuna değinen Psikolog Kuşçu, “Bazı toplumsal hakların hayata geçirilmesi önemlidir. Gelir ve güvenlik haklarının sağlanması, sıhhat haklarının önemsenmesi, barınma hakkı, toplumsal yardım ve hizmetlerden yararlanabilmesi, yaşam boyu eğitime ulaşım hakkı benzer biçimde bu tür süreçler ayrımcılıkları hem azaltabilir hem de toplumu bilinçlendirmiş olmakla birlikte cemiyet içinde daha kendinden güvenilir yaşlı bireyler görme ihtimalimiz olabilir” diye konuştu.
“Çoğumuz yaşlı adayıyız”
Psikolog Kuşçu, yaşlı bireylerin toplumsal çevreden dışlanmaması ve uzaklaşmaması için ilk olarak onlara anlayışla yaklaşmak icap ettiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Şu an için yaşları ilerlemiş olabilir fakat önceki yaşlarında bu cemiyet için yarar, katkı ve katma kıymet kattıkları aşikar. Bu tür ayrımcılığı meydana getiren bireylerin bu yaşlara kendilerinin de gelip aynı süreçleri yaşayabileceklerini sorgulamaları ve empati kurmaları gerekir. Empatiden yoksun kişi ayrıştırıcıdır. Ek olarak hepimizin de ileride birer yaşlı talibi olabileceğimizi kendimize hatırlatmalıyız.”
Yoruma kapalı.